bugün

ilim ve maneviyat deryası olan mevlana efendi hazretlerinden(selam olsun o güzel insana) feyiz alınması gereken bir kıssa.

aq ben o kadar uğraşıyorum şöyle şeyler yazamıyorum ee adamın ilmi yüksek ilmi.
zamanlardan birinde bir konakta bir kadın yaşarmış. bu kadın kocasından memnun değilmiş ve bir türlü cinsi tatmin olmazmış. binbir yol denemiş, şerbetler içmiş, kocasına macunlar yedirmiş ancak hiçbiri fayda etmemiş. bir türlü tatmin olamıyormuş.
lakin bu kadının bir hizmetçisi varmış ki kadın hep güleryüzlü, hep mutlu mesut görünürmüş. kocası olmayan hizmetçinin nasıl böyle mutlu mesut olduğunu anlayamayan kadın ise onu için için kıskanmaya başlamış. bu yüzden hizmetçisini takibe karar vermiş, gittiği her yere peşinden gitmeye, yaptığı her işi izlemeye başlamış.
bir gün kadın uyandığında ahırdan garip sesler geldiğini duymuş. hizmetçinin şuh sesi, bir anırtı ile beraber yankılanmaktaymış. hemen gidip ahır kapısından içeri bakmış ki ne görsün? hizmetçi kadın bir eşeğin altında gidip gelmemekte miymiş?
kadın bağırıp çağırarak hizmetçiyi ahırdan kovalamış. böyle bir şeyin olabileceğine inanamıyormuş.
günler, haftalar geçmiş. kadıncağızın tatminsizlik en sonunda canına tak etmiş. bir sabah usulca ahıra girmiş. eşeğin yanına gidip onu okşamaya başlamış. en sonunda dayanamayıp önünde eğilmiş; ve eşek tenasül uzvunu soktuğu anda kadın oracıkta can vermiş.
gürültüye gelen hizmetçi kadını eşeğin altında yatar bulmuş. ağlayarak,
"ah hanımım, hanımım"
demiş,
"eşşek tamam, sen tamam,
ama kabak eksik kabak!"