bugün

metroda oturan beyaz tenli, kahverengi saçlı, mavi gözlü ve bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de ince uzun parmaklarıyla narin ellere sahip olan güzel kızın hanzo bir erkeğe dönüşmesi durumudur.

geçen gün istanbul bilgi üniversitesi yayınlarından çıkan ve çok tutulan kitabımın piyasada bulunmadığını, herkesin yeni basımı beklediğini öğrendiğimde ıslak imzam ile dokuz eylül üniversitesi kütüphanesine bağışladığım kitabı ödünç alıp bornova'da bir fotokopi merkezinde fotokopi çektirmeye karar vermiştim. rica ettim sağ olsun dokuz eylül kütüphane ve dökümantasyon daire başkanlığı beni kırmadı ve "kütüphanemizin en değerli eseri olmasına rağmen arzu ederseniz sizde kalabilir efendim kitap sizin lütfen buyrun" diyerek kitabı bana teslim etti.

şoförümün bmw 740d model arabama yanlışlıkla uçak benzini koydurması nedeniyle arabam arızalı olduğundan kentkartıma 100 liralık bakiye yükletip* metroya bindim. vagonun en arkasında kendime güzel bir yer bulup karizmatik ama aynı zamanda da sempatik bir şekilde dikilmeye başladım. zaman zaman arkama vuran güneş sıcaklık sebebiyle beni yeterince rahatsız ederken bir de karşımda sol çaprazımda 4. koltukta oturan beyaz tenli, kahverengi saçlı* güzel bir hanımefendinin o güzel gözlerinin üzerimde olduğunu fark ettim. doğrusu bu gerçekten çok daha rahatsız hissetmeme neden olmuştu. güneşe çekil oradan diyemeyeceğime göre hanımefendiyi uyarmalıydım.

apple'da çalışan bir ahbabım sayesinde aldığım iphone 7 akıllı telefonumu cebime koyduktan sonra hanımefendiye doğru yürümeye başladım ki başlamam ile metronun halkapınar istasyonuna gelmesi bir oldu. inmeye çalışanlar binmeye çalışanlar derken bir kargaşa içerisinde hanımefendiye ulaşmaya çalışıyordum. nihayetinde oturduğu yere ulaşmıştım derken bir de ne göreyim! aman allah'ım karşımda tam bir hanzo vardı!

kısa süreli bir şokun ardından metro stadyum istasyonuna gelmeden ben kendime gelir gibi oldum. evet o güzeller güzeli hanımefendi şişman, kıllı, alabildiğine esmer ve pis kokulu bir hanzoya dönüşmüştü. ona baktım ve haykırdım! "yüce allah şahidimdir ki sen kadın değilsin!". bu haykırışın ardından çakma sony kulaklığını çıkarıp karşısında oturan hanımefendiye "ha burası burnuvadıır? burnuva'da ineceem" şeklindeki konuşması ise adeta haklı olduğumu doğrular nitelikteydi.

haykırışımdan dolayı metroda bulunanlar beni akıllarınca "delirmiş" olarak yaftaladıysalar da bu mucizeyi bilen tek kişi ben olduğum için hiçbirine kızmamıştım.

tarifi mümkün olmayan hisler içerisinde metroyu terk ettim...
Kısaca: zenginim çok param var ama başlığa oyle yazmak istemedim, demek isteyen yazarın yorumudur. Okumayınız.
her şeyi ciddiye alan yazarları gün yüzüne çıkarandır. sağlık olsundur.
metrodaki güzel kızın bir anda erkeğe dönüşmesi davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş atasözü nü akla getiriyor. bazı kızlar, uzaktan bakıldığı anda çok güzel görünür. lakin, yanına geldiğiniz anda şok olursunuz. bu gibi durumlar, her genç insanın başına gelebilir. tam emin olmadan, fazla samimi olmamak lazım.
- abii uyan geldik.