bugün

Fransız filozof emmanuel Levinas felsefesinde "sonsuzluğa yönelik arzu" olarak tanımlanır. Bu arzu bizden mutlak biçimde bağımsız ve başka olana (öteki) duyulan içten yöneliştir ve bir türlü giderilemez. Çünkü doyurulan her istek, aslında maddi bir gereksinimin yoksunluğundan kaynaklıdır. Arzulamanınsa, tek tek maddelere duyulan ihtiyaçtan farklı bir yanı vardır.

Levinas, sonsuz olana duyulan arzunun, insanda asla doyurulamayacak bir boşluk yarattığını ve ister bilgi birikimiyle, ister maddi donanımlarla olsun, her doldurma çabasında bu boşluğun daha da derinleştiğini belirtir.

"Eğer arzulayan varlık ölümlü, arzulanan da görünmez olansa, arzu mutlaktır. Doyumsuz arzu, tam da öteki'nin uzaklaşmasını, başkalığını ve dışsallığını duyandır."