bugün

türkiye de sol kavramını taşıyacak herhangi bir siyasi parti yoktur. sosyal demokrat partiler vardır. bunlarda 'sağın eli solun, solun eli sağın cebinde' partilerdir. 1980 ve öncesini temsil eden bir sol parti kurulmadığı sürece bu bahsi geçen baraj aşılamayacaktır.
--spoiler--
Bir kesim 'eski solcunun' artık acıklı olmaktan çıkıp iyice gülünç olmaya başlayan bir tutumu var: 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde öldürülen arkadaşlarına önce uzun bir süre ağlaşıyorlar, 'vurdulaar, gittiii, yiğidim aslanııım, şurada yatıyoor, burada yatıyoor' falan diye, sonra küçük bir 'özeleştiri taklidi' yapıp lafı bitiriyorlar, 'evet canım, bizim de bazı hatalarımız olmamış değildi'...
Kimilerinin 'bir daha dünyaya gelsem aynı hataları gene yapardım' görüşü de, Türkiye'ye özgü bir 'akıl dışı efelenme' sayılmalı. Yiğitliğe yoğurt sürmemek için... Bunu 'akılcı dünya görüşünü savunmak' adına söylemeleri de konunun kara mizah boyutunu arttırıyor.

'Gençlik hatalarımı yeniden yapardım' cümlesi Türkçe'ye tercüme edilince 'ben hiçbir şeyden ders almadım, olgunlaşmadım' cümlesi çıkar ortaya. 'Bizi hataya yönelttiler' cümlesi de, görüyorum ki, her babayiğidin harcı değilmiş.

Ama o zaman hayatınız hep ağlamakla geçer be kardeşim...

Bir daha gelince değil, şimdiki hayattan gitmeden hesap vereceksiniz arkadaşlar.

Faşistlere değil, Türk emekçi sınıfına.

Çünkü sorumlusunuz, çünkü suçlusunuz! Çünkü sıçtınız batırdınız herşeyi.

Sokağa dökülerek Türkiye'nin başına ne işler açtığınızın, solu nasıl öldürdüğünüzün hesabını... Kime ve neye, nasıl çanak tutmuş olduğunuzun hesabını soruyorum... Kendimi bildikçe de soracağım.

Tek yol vardı: Tek sosyalist ve 'legal' parti olan Türkiye işçi Partisi desteklenecek, gelişmesi, güçlenmesi için çalışılacaktı. Başka parti kurulmayacak, sol bölünmeyecek, 'fraksiyon çatışması' olacaksa bile parti içinde olup bitecekti. 'Yasa dışı örgüt' yanlışı yapılmayacaktı.

Sağ, bu partinin mecliste hepi topu 15 kişiyle bile temsil edilmesini hazmedemedi. 1968 yılında Demirel ve inönü elele verdiler, seçim kanununu değiştirdiler, TiP'in meclise girebilmesine olanak vermiş olan 'milli bakiye' yani 'ulusal oy artığı' uygulamasını kaldırdılar, 1969 seçimlerinde TiP meclise giremeyince de gençlik 'bu iş parlamentoyla olmuyor' havasına girdi, bütün eylemler böyle başladı. O sıralarda ortaokula gidenler belki hatırlamazlar.

Bu hesabı Demirel'den ve inönü'nün mirasçılarından sormuyorlar, ya ağlıyorlar ya efeleniyorlar.

Eh, inönü'yü solcu sanan ahmaklar nereden düşünebilirler bunları, değil mi?

Ne pahasına olursa olsun, TiP meclise girememiş bile olsa onun güçlenmesi, bir dahaki seçimlerde 'milli bakiyeye ihtiyaç duymayacak' oy oranına ulaşması için çalışılacaktı... TiP iktidara gelebilir miydi? Elbette hayır. Fakat günün birinde CHP ile koalisyona girecek güce ulaşırsa, solculuk taklidi yapan bu bürokrat partisini, çalışan insanların, işçinin, memurun, köylünün yararına icraat yapmaya zorlayabilirdi.

'Hayır, ille devrim yapacaktık' diyene kargalar bile gülmüyorlar.

Sevgili Serdar Turgut, benim bu kesimi sağ adına değil sol adına eleştirdiğimi bile bile, bir lafımdan alınmış.

Üzerine alınmasına hiç mi hiç gerek yok ama, yanlış yapan, evet, hıyardır.

'Biz hıyarlık ettik' diyebilen de adam olma sürecinde yol almış sayılır. Ama bunu 'yarım ağız' söylemeyeceksin, çünkü ettiğin hıyarlık hem faşizme hem ölümlere yol açmıştı...

Sevgili Serdar, 'darbeler yedik, çok acı çekildiğine şahit olduk ama son analizde adam gibi düşünebildiğimiz ve direnebildiğimiz için mutlu olduk sanıyorum' demiş. Hayır, adam gibi düşünemediniz de, direnemediniz de. 12 Eylül'de çoğunuz sıkıyı görünce kaçacak delik aradı. Oysa ispanya'da tam üç yıl savaştılar, üç yıl direndiler, üç yıl... Çünkü halk yanlarındaydı... Sizin, değildi... Siz mutluysanız, eh, kimsenin özel hayatına karışamayız tabii...

Sevgili Serdar, benim yiğitlerin yiğitliğine, dürüstlerin dürüstlüğüne dil uzatmadığımı, öfkemin 'dıştan bakarak' oluşmadığını, 'aynı taraftan bakarak, kendimi aynı yanda hissederek' ortaya çıktığını bilmez mi? Bilir. 'Aile içinde' kavga ettiğimi bilmez mi? Bilir.

Ama 'aynı hataları gene yapardım' demekten de kendini alamaz... Yiğitlik uğruna.

Yok be Serdar, kendine haksızlık etme, belki yeniden gelsen bu kez 'modern milliyetçi-muhafazakar' bir tavır takınırdın, olamaz mı?

Engin Ardıç tarafından yazılan bu makale, 11 Mayıs 2006 Perşembe günü yayınlanan Akşam Gazetesindeki köşe yazısıdır.
--spoiler--
70'lerin katledilen devrimci, sol gençliğine duyulan özlem'in fazlası ile canlanmasına neden olan hadisedir. düşünüyorum bugün mahir çayan, deniz gezmiş, hüseyin inan gibi zeki, cesaretli ve gerçekten akıllı insanlar yaşıyor olsa acaba deniz baykal, dogu perincek, tayyip erdogan gibi organizmalar türk siyasetinde bu kadar yükselebilirmiydi, ülkemiz abd tarafından yok edilmeye mahkum olurmuydu, emperyalizm'in avuçları içerisine bu derece düşermiydik, hayır düşmezdik..

edit: ayrıca chp, dsp gibi partilerin sol ile hiçbir alakaları yoktur.
1- günümüz türkiye' sinde iktidar hedefi olabilecek nitelik ve nicelikte sosyalist bir hareket olmadığından, neyin neye set olduğu muammadır.

2- yakın geçmişte, 80 den önce sosyalist mücadeleye set çeken, merkez sol, daha açıkçası o dönemin chp si değil, sosyalistlerin dış kaynaklı iç çekişmeleridir, milliyetçi cephe hükümetleridir, amerikancı cuntadır.

3- merkez solun tek hatası, taban anlamında devrimcilere duygusal yakınlık göstermeleri, onların da bunu iktidar perspektifi anlamında kayıtsız şartsız destek sanmalarıdır. ayrıca aynı sanrı ekonomik - demokratik talepler için sendikalarda toplanan sosyal demokrat karakterli işçilerin devrimci sanılması yanılgısında da kendini gösterir. örneğin 1 mayıs 77 deki 500 bin emekçiyi devrimci-sosyalist sanan bünye, sonraları bu insanların ne olduğunu kendine sormuştur.

4- başlığın tanımladığı durum, kapitalist gelişimini tamamlamış, demokratik devrimlerini tamamlamış ülkelerde merkez solun burjuvaziden taraf olduğu dönemlerde geçerli olmuştur. (bkz: almanya - spd) (bkz: spartakistler) *

5- bizim gibi globalleşme saldırısı altındaki ülkelerde ise merkez sol dahi, ya ulusalcı ya da korumacı özellikleri yüzünden tahammül edilmez pozisyondadır. tahammül edilir pozisyona çekildiklerinde ise merkez sol dahi değillerdir.