bugün

alışveriş yapmaya gönüllü olunmadığı durumlarda başa gelen hadisedir. ya da para olmadığında...
sistemdeki otomasyondan dolayı, diğer esnaflara yapıldığı gibi, herhangi bir görevliye:
- dönüşte uğrarım
- bunu ayırın mutlaka alacağım
- para çekip hemen geleceğim
- kaça kadar açıksınız
gibi rezil beklentiye sokan cümleler kurmadan çıkıldığı için. satıcı açısından daha kabul edilebilir durumdur.
marketin ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktır.
daha çok market yerine bakkallar için gecerlidir aslında.
markette çalışanların sanki size bir şey çalmışsınız gibi baktıklarını hissetmenize neden olan olaydır.*
market müşterilerinin sizin marketten bir şey çaldığını düşündüğünü düşünürsünüz.
istenilenin bulunmaması durumunda gerçekleşir.
aradığın ürün olmadığı için ya da fahiş fiyatları nedeniyle alınmamasıyla ilgilide olabilir.
(bkz: o zaman biz bi dolaşalım geliriz yine)
bir kadın için çok zor bir şeydir. eğer alışveriş yapmadan çıkan bir kadın varsa çıkışta kesin kaskatı kesilir. hiç olmazsa bir çikolata alır kesin.
olay "lacoste" adlı mağazada geçmektedir ve tamamen gerçektir.

(+) babam (-) görevli

+ bu tişört ne kadar?
- indirime girdi beyefendi, 250 tl.
+ s*ktir ( ve hızlı adımlarla uzaklaşılır)
kasiyerin bakışları hırsız gibi hissetmenize yol açar. usulca çıkış kapısına yönelirsiniz.
Karizmatik çıkışımın altında fırtınalar kopar o anlar, o anlarda. içime dönük bir tartışma yaparım. Bir şey mi alsam, hırsız olarak mı bakıyor o kız yoksa çok mu etkilendi, ne yapsam şu saniye, kafam allak bullak oldu gibisinden düşüncelerim yok diyemem.
Zamanın göreceli olduğunu anlayabildiğim anlardan biri.zaman o kadar yavaşliyor o kadar zamanda ister istemez anlıyorsun.