bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı20
- aristoteles'in orta yolu8
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss16
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- anın görüntüsü15
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni13
- ali erbaş19
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi10
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi17
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu8
maaş almayan, mesleği aslen pazarlmacılık olmayan, duyarlı bir vatandaş olmanın gereğini yerine getiren adamdır.
geçen gün iş yerindeki nescafe kavanozu "s.o.s." verdi. yeni açılacak mağazanın koşturmacası, basıma gönderilmesi gerekenler, grafikerlere tekrar tekrar nasıl bir tasarım istediğinizi anlatmanıza rağmen yapamamaları... ve çağımızın şaşkın alışkanlıklarından olan kafein bağımlılığı.
kavanoza farklı perspektiflerden bakıp da survivor adasındaki nihat doğan deyimi ile nescafenin, zerresini göremeyince, yenisini almak farz oldu. yürümeye mecalim olmadığındandır belki hemen karşıdaki kendisini süper market sanan yere gittim(marketleri pek sevmiyorum, içeriye "selamun aleyküm" diye dalabileceğim yerler tercihimdir). nescafelerin olduğu yeri bulmakta pek zorlanmadım bu iki yüz metrekarelik alanda ve plastik poşet içinde "kanser etme potansiyeli had safhada olan" karışımlardan 4 tane alıp da kasaya yöneldim. tanesi 23 kuruştan, 1 lira kurtarıyordu hesabımı. bir de kırmızı pall mall almak niyetindeydim.
derken önümdeki iki kişinin, kasa ile ilişiğini kesmesini bekliyor, bir yandan da hafif öne eğilerek sigara panosunu yokluyordum gereksiz bir şekilde. derken sağ omuz başıma bir çift parmak tıklattı; dönüp baktım. kırca saçlı, saçlarına nazaran daha bir renkli bıyıkları ile bir abi "ülkerinkini al, onlar 20 kuruş" diyordu. oysa aynı yerde koduğumun jackobs'u da 20 kuruştu... "sağol abi, içemiyorum onu" diyerek nezaketimi, istifimi bozmadan cevapladım abiyi ve bu sefer ısrara kalktı "kahve işte, ne farkı var ki?" bunun üzerine ek bir şey söylemektense attığım yan bakışları, ağırca üzerinden çekmeyi denedim. normalde pek işe yarar bu mimiksel tersleme. onu da yemedi adam "iyilik yaramaz size" diye çıkışacak oldu "yapacağın iyiliği" derken kasiyer "hoşgeldiniz" dedi ve gerisini getirmedim.
sonra düşündüm adamı, tekrar arada geçen diyaloğu düşündüm, en sonunda geldiğim yer aynıydı ve bu sefer cümleyi tamamladım "yapacağın iyiliği sikeyim" keyfime, damak tadıma dayatmayın lan bari.
hayır, kanaat getirdim nerede bir antika varsa gelip de buluyor. iki gündür yolda yürürken arkama dönüp de bakıyorum sürekli. ne olur birisi çıkıp da "kamera şakasıydı o, temponuza yetişemedik de iki gün sarktı haber vermemiz" desin diye ama nafile...
geçen gün iş yerindeki nescafe kavanozu "s.o.s." verdi. yeni açılacak mağazanın koşturmacası, basıma gönderilmesi gerekenler, grafikerlere tekrar tekrar nasıl bir tasarım istediğinizi anlatmanıza rağmen yapamamaları... ve çağımızın şaşkın alışkanlıklarından olan kafein bağımlılığı.
kavanoza farklı perspektiflerden bakıp da survivor adasındaki nihat doğan deyimi ile nescafenin, zerresini göremeyince, yenisini almak farz oldu. yürümeye mecalim olmadığındandır belki hemen karşıdaki kendisini süper market sanan yere gittim(marketleri pek sevmiyorum, içeriye "selamun aleyküm" diye dalabileceğim yerler tercihimdir). nescafelerin olduğu yeri bulmakta pek zorlanmadım bu iki yüz metrekarelik alanda ve plastik poşet içinde "kanser etme potansiyeli had safhada olan" karışımlardan 4 tane alıp da kasaya yöneldim. tanesi 23 kuruştan, 1 lira kurtarıyordu hesabımı. bir de kırmızı pall mall almak niyetindeydim.
derken önümdeki iki kişinin, kasa ile ilişiğini kesmesini bekliyor, bir yandan da hafif öne eğilerek sigara panosunu yokluyordum gereksiz bir şekilde. derken sağ omuz başıma bir çift parmak tıklattı; dönüp baktım. kırca saçlı, saçlarına nazaran daha bir renkli bıyıkları ile bir abi "ülkerinkini al, onlar 20 kuruş" diyordu. oysa aynı yerde koduğumun jackobs'u da 20 kuruştu... "sağol abi, içemiyorum onu" diyerek nezaketimi, istifimi bozmadan cevapladım abiyi ve bu sefer ısrara kalktı "kahve işte, ne farkı var ki?" bunun üzerine ek bir şey söylemektense attığım yan bakışları, ağırca üzerinden çekmeyi denedim. normalde pek işe yarar bu mimiksel tersleme. onu da yemedi adam "iyilik yaramaz size" diye çıkışacak oldu "yapacağın iyiliği" derken kasiyer "hoşgeldiniz" dedi ve gerisini getirmedim.
sonra düşündüm adamı, tekrar arada geçen diyaloğu düşündüm, en sonunda geldiğim yer aynıydı ve bu sefer cümleyi tamamladım "yapacağın iyiliği sikeyim" keyfime, damak tadıma dayatmayın lan bari.
hayır, kanaat getirdim nerede bir antika varsa gelip de buluyor. iki gündür yolda yürürken arkama dönüp de bakıyorum sürekli. ne olur birisi çıkıp da "kamera şakasıydı o, temponuza yetişemedik de iki gün sarktı haber vermemiz" desin diye ama nafile...
güncel Önemli Başlıklar