bugün

Salebe bin Hatip, Peygamberimize (S.A.V.)'e "Ya Rasûlallah, Allah'a duâ et de bana mal versin" şeklinde dua isteyen ve isteği kabul olununca malk mülk hırsına kapılan bir zattır.

dostlar kulak kesilin ve okuyun. mal-mülk uğruna helak olup gitmeyin !

Peygamber'imiz (S.A.V.) onun bu arzusunu

"Yâ Salebe, şükrünü edâ ettiğin az mal, şükrünü yerine getiremeyeceğin çok maldan daha iyidir." diye karşılık verdi.

Salebe yine de "Ya Rasûlallah , Allah'a dua et de bana mal versin" diye ısrar etti.

Peygamberimiz (S.A.V.) ona :

"Ya Salabe, beni misâl almak istemezmisin? Allah'ın Rasûlu gibi olmak istemezmisin? Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederek söylüyorum ki, dağların benim için altın ve gümüş olmasını dilesem, olurlardı." diye cevap buyurdu.

Salebe bu sefer dedi ki, "Seni Hak dinle peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki, bana mal versin diye Allah'a dua edersen, her hak sahibine hakkını vereceğim., şöyle şöyle yapacağım.

Bunun üzerine Peygamberimiz (S.A.V.) "Allah'ım, Salabe'ye mal nasib eyle" diye dua etti. Salabe de koyun edindi.

Salabe'nin edindiği koyunlar böcek gibi üredi. Öyle ki, sürüsüne Medine dar geldiği için vâdiye taşındı. Bu yüzden öğle ve ikindiyi cemaatle kılıp, diğer vakitler cemaatten geri kalmaya başladı. Bu arada sürü üremesine devam ettiği için Salabe başka bir yere taşınmak ihtiyacını duydu ve Cuma'dan başka hiçbir namazı cemaatle kılmamaya başladı.

Derken sürü böcek gibi üremeye devam etti. Salabe de Cuma günleri kervanların yoluna çıkarak Medine'de olup bitenleri öğrenir oldu.

Bir gün Peygamberimiz (S.A.V.) "Salebe ne yapıyor?" diye sordu. O'na "Ya Rasûlallah, sürü edinince Medine'ye sığmaz oldu" diye başlayarak olup bitenleri anlattılar. Peygamberimiz (S.A.V.) "Yazık Salebe'ye, yazık Salebe'ye yazık Salebe'ye" diye buyurdu.

Bu sırada "Onların mallarından belirli bir sadaka al, böylece onları temizlemiş ve nefislerini arındırmış olursun. Onlar için duâ et, senin duân onları huzura kavuşturur." (Tevbe süresi âyet: 103) meâlindeki âyet inerek zekat vermek farz kılındı.

Peygamberimiz (S.A.V.) Cuheyne kabilesi ile Beni Suleym kabilesinden iki kişiye yazılı bir emirname verip zekât toplamakla görevlendirdi., onlara "Salebe Bin Hatip ile Beni Suleym'den falan adama varıp zekâtlarını alın" diye emir verdi. Adamlar yola çıkıp Salebe'ye vardılar, Peygamberimizin (S.A.V.) emirnamesini okuyarak kendisinden zekâtını vermesini istediler.
Salebe tahsildarlara "Bu cizyeden başka birşey değil, Bu cizyeden başka birşey değil, Bu cizyenin kardeşidir, gidin işiniz bitince bana yine uğrayın" dedi.

Bunun üzerine tahsildarlar Suleymi'ye yöneldiler. Suleymi onların geldiğini duyunca develerin en semizini seçerek onu zekatlık olarak ayırdı ve tahsildarları onunla karşıladı. Tahsildarlar bunu görünce " En semiz deveyi vermen gerekli değil, o yüzden bunu senden almak istemiyoruz" dediler. Suleymi "Ne münasebet alın onu, ben gönül hoşnutluğu ile veriyorum. Onu siz alasınız diye ayırdım." dedi.

Tahsildarlar görevlendirdikleri diğer zekâtları toplamayı bitirince geri dönerken Salebe'ye bir daha uğradılar, zekâtını vermesini istediler. Salebe bu sefer onlara "Yanınızdaki yazıyı gösterin" dedi. Yazıya göz atarken yine "Bu cizyenin kardeşidir, siz gidin ben ne yapacağımı düşüneyim" dedi.

Tahsildarlar Paygamberimize (S.A.V.) döndüler. O (S.A.V.) onları görür görmez daha kendileri ile konuşmadan "Yazıklar olsun Salebe'ye" dedi. ve Suleymi'ye duâ etti. Tahsildarlar da Peygamberimize (S.A.V.) gerek Salebe'nin ve gerekse Suleyni'nin nasıl davrandığını anlattılar. Bunun üzerine Allah (C.C.) Salebe Hakkında:

"Onlardan bir kısmı "Eğer Allah bize mal bağışlarsa mutlaka zekat verir ve mutlaka salihlerden oluruz" diye söz verdiler. Fakat Allah onlara mal bağışlayınca onu cimrilik ettiler, arka dönüp sözlerinden caydılar.

Allah da kendisine verdikleri sözden cayarak yalan söyledikleri için O'nun karşısına çıkacakları güne kadar kalblerine nifak ekmek suretiyle onları cezalandırdı." (Tevbe Suresi, Ayet: 75-77) mealindeki ayet indi.

Bu sırada Peygamberimizin (S.A.V.) yanında bulunan Salebe'nin bir akrabası, inen ayeti duyunca Salebe'ye vararak ona "Yâ Salebe, anan ölesi, ulu Allah (c.c.) senin hakkında öyle şöyle bir ayet indirdi." dedi.

Bunun üzerine yola çıkan Salebe, Peygamberimize (S.A.V.) vararak zekatını almasını istedi. Peygamberimiz (S.A.V.) kendisine "Allah, bana senden zekat almayı yasakladı" diye cevap verdi.

Peygamberimizin (S.A.V.) bu cevabı üzerine Salebe başına toprak serperek döğünmeye koyuldu.
Peygamberimiz (S.A.V.) ona "işte senin amelin, verdiğim emri yerine getirmedin." dedi.Peygamberimiz (aleyhissalatu ve sellem) vereceği zekâtı almak istemeyince evine döndü.

Peygamberimiz (S.A.V.) Ahirete göçünce Salebe, zekât borcunu Hz. Ebû Bekr'e getirdi, fakat Ebû Bekr de onu geri çevirdi. Arkasından Hz. Ömer'e getirince o da kabul etmedi. Hz. Osman'ın halifeliğe geçişinden sonra da Salebe Öldü.

bu hikayeleri beğeni ile okuyanlar var ise;

Ahmet Şahin'in "tarihin şeref levhaları" adlı kitabını tavsiye ediyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar