bugün

stendhalın en ünlü romanından kırmızı ve siyahsonra en çok bilinen eseridir.insana büyük bir neşe veren yapıtlar vardır. 'Parma Manastırı'nı okumak okura her şeyden önce, Stendhal'in yazma sevincine benzeyen bir okuma sevinci aşılar. insan yapıtın hemen hemen mucize diye adlandırılabilecek koşullarda yaratıldığını öğrenince, olağanüstü bir atılımın yaratılışa öncülük ettiğini kestirir. Hiçbir romanı yeniden okumak 'Parma Manastırı'nı yeniden okumak kadar güzel olamaz; hiçbir edebi yapıt edebiyatın paradoksu'nun üstesinden bundan daha iyi gelemez; bu roman sınırları belirli, kapalı, eksiksiz olan ve kendi kendine yeten bir romandır; apaçıktır, okuru zamanın ve kaderin ağırlığından kurtarır. Yazarın romanın başından sonuna kadar yalnızca anlatma zevkine kapıldığı sezilir, tıpkı peri masallarında ya da serüven romanlarında olduğu gibi.*
kitapta hovarda ve maymun iştahlı bir delikanlı olan fabrice del dongo nun karıştırdığı haltlar anlatılır ve tabii akabinde dönemin siyasi durumu...

stendhal yine napoleon dahil birçok karakteri de dahil etmiştir eserine...nasıl okuduğunuzu anlamadan bitiriverirsiniz kitabı ve kırmızı ve siyah tan bir nebze daha mutlu bir sonla bittiğine şükredersiniz...