bugün

kanka görünümü ardında yatan şeytani planların bir anda patlak vermesi durumudur.
bu sebeptendir kızların en yakın arkadaşları hep erkektir. kızlar devamlı birbirlerine canım cicim diyip, içten içe soğuk savaş yaşarlar. o onun kaşının güzeliğini çekemez. diğeri onun dudaklarının dolgunluğunu kıskanır. çekemezler birbirlerini üzerlerindeki kıyafetleri ya çok beğenmiş gibi yaparlar ya da binbir türlü bahane uydururlar. ama içten içe çekemezler.
kızların bu huylarını görünce "çekemiyorsanız ya anten takın, yada direk baz istasyonuna oturun" denilesi gülünç olmayan ama trajikomik durumdur efendim.
güzel bir elbise giyersiniz o gün erkekten çok kadınlar süzer, hem de özellikle kendi üstü başı güzel olan kızlar bakar yan yan. o zman anlarsınız, bir kadının en büyük düşmanı yine bir kadındır.
birbirlerinin resimlerine; "ay canım çok güsel çıkmışsın", "teşekkürler bebeğim " gibi yapmacık ifadeler yazıp, yapıp, arkalarından birbirilerine demediklerini bırakmazlar. en yakın arkadaşının arkasından; "koca götlü bu kız ya, daha eritemedi" diyenini gördüm ben.
güzel kız,şişman ve çirkin bir kız arkadaş edinirse problem yaşanmaz.
hemcinslerin birbirini çekememe haftası olarak, tüm yurtta ve dünyada 365 gün kutlanandır bu çekişme, didinme..

mevzunun şöyle bi çizgisi vardır ilk olarak; olgun kadın, olgun olmayan kadın..

olgunluktan kasıt; kadının kendini bilmesi, hasete girişmeden de dünyalık işlerden sıyrılma noktası, doyum noktası.. bunlar önemli materyaller efenim yaşamak ve kişiliği var edebilmek için... kendimizde olmadığını hissediyorsak acilen en yakın, vicdan eczanesinden edinebilirler..*

kadın kendine güveniyorsa ki bu olmazsa olmaz koşuldur, sevse dahi bi erkek yüzünden ya da dünyalık bi olay yüzünden kendinden ödün vermeyeceğini düşünüyor ve uyguluyorsa asla ''çekememezlik'' denen kelimeyi bilmez. bilmez, çünkü onun için daha insancıl olaylar bi üst komşusudur. yani aşağıya bakmaksızın ilerler ve kalitesini muhafaza eder.

ee muhakemede, ''kendisine güvenmeyen ve kıskançlık'' denen o derin kelamda yatan sinsilikler etrafında ateş dansı yapar çekememezliĞiN...

VE olaylar sıralanır, bi çığ gibi büyür...*

kesinlikle erkek türlerinde olmadığı kadar, hırslı bi kıskançlıkTIR, çünkü erkek döver yahut küfür eder yekten belli eder sinirini. geçer haliyle. he, bi de belli etmeyenleri vardır ona da zaten; ''kadın gibi kıvırma'' lafını hazır etmişlerdir. o kendine müstehak olan payını da almıştır...

konuya geri geliyorum ki, kadının kadından başka düşmanı yoktur. evet, böyledir. çekememezlik, kıskançlık, haset, kin... ve dünya üzerinde en zararlı tutku; hırstır bi nevi bunu kıskançlığa sürükleyen nedenler silsilesi işte..

kendine güvanmeyen kadın öyle bi yetiye sahip ki, kıyas içinde bulunduğu kadının çekemeyeceği derecede bi elbise giymesini bile deyim yerindeyse, hasetlik sebebi olarak görür. görüyosunuz ablam, etmeyin gayrı...

ama şunun kadar bakışlara bile sirayet etmiş bi çekememezlik görmedim ki kadını yiyip bitirsin; ''sevdiği adam için başka bi kadınla çekişme.'' bu konu varya bu konu... of. ne kadar su götürür, lugatımdaki kelime haznesi yetmediği gibi izahatım da şaşıyor...

bi kadın sevdiği erkek için yapmayacağı yoktur. eğer, bu cümleyi okuyunca hadi lan oradan diyorsan. seven kadın görmemişsin güzel kardeşim, hanım kardeşim...

ama ince bi çizgiden bahsettim, silinmiş olsa da; kendini bilen kadınla, kendini bilmeyen kadın arasındaki farkla gider gelir bu çelişkiler...

unutmadan, kadının kendine güvenyle de tamamlanır...