bugün

Sadece petrol sömürü amacı olan,Annan planının ana kaynağının bile petrol olduğu mesele.Kıbrıs meselesinde kısaca anlatmak gerekirse Annan planı kabul edilmedi.Eğer edilseydi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Kesmi birleşip yeni bir oluşum yaratacaktı.Böylece Türkiye den bağımsız bir hale gelecekti.Bu bağımsızlığın neticesinde ise orada bulunan muazzam petrol yatakları AB nin kontrolüne geçecekti.Bu alanın Tüm Mısır Kıbrıs ve iskenderun arasında olduğu bilinmektedir.Şu anda deniz mili arttırma çalışmalarının yapılması da bu petrolün sebebidir.En sonunda 35 metreye çıkararak güney sahillerimizin Yunanlılar tarafından tehdit edilmesi düşünülmüştür.Burada bu planın kabul edilmemesi bir anlamda bu petrolün AB tarafından çıkarılamaması anlamını da taşımaktadır.Bu nedenledir ki AB bizim kabul etmemiz gereken şartlara Kıbrıs meselesinin derhal çözülmesi şartını getirmiştir.
(bkz: 1974 kıbrıs barış harekatı)
kıbrısta yaşayan her iki halkın da gündeminin ilk sırasında yer alan meseledir.Zira Kıbrıslıların muhabbetlerinin, tartışmalarının baş aktörüdür. Adada yaşayan herkesin bu mesele hakkında bir yorumu vardır ve yaşamı kşatmıştır. Ayrıca Kıbrıs'ın tanıtımında önemli bir yere sahiptir. Şöyle ki Kıbrıs neyiyle ünlüdür sorusuna verilecek ilk yanıt, bir türlü çözülmeyen sorunu olacaktır.
Kültür gibi Kıbrıs Meselesi de kuşaktan kuşağa aktarılmakta, adada yaşayan herkes de bu meseleden payına düşeni yaşamakta, yeni kuşaklar da seçme şansı olmadan bu meseleyi önlerinde hazır bulmaktadırlar.
kıbrıs meselesinin kısa tarihini öğrenmek isteyenler kıbrıs'ı gelip yerinde görmelidir.Zira Kıbrıs farklı uygarlıkların geçtiği bir durak ve siyasal bir labaratuar olmuştur.Ama Osmanlı egemenliğinden günümüze Kıbrıs'ta yaşananları (bkz: Niyazi Kızılyürek) yalın bir dille anlatmaktadır.
Kısaca özetlemek gerekirse kıbrıs meselesi, "megalo idea" "byzentium" ' un gerçekeştirilmesini isteyen yunan toplumunun, 1964 yılında başlattığı, kıbrıslı türklere karşı asimilasyon ve/veya soykırım( genoside ) çalışmaları ile başlamıştır. 1974 yılında gizli bir antlaşmayla kıbrısa harekat yapan türkiye cumhuriyeti, gizli antlaşmaya uymamış, ve lefkoşa, maraş bölgelerini dahi fethetmiştir. * hatta lefkoşa'nın tamamı da fethedilmiştir. Ancak bu fethedilen bölgelerin kimilerinin gizli antlaşmaya uymaması ve türklerden geri istenmesi sonucunda hala süregelen bir kıbrıs meselesi ortaya çıkmıştır. son durum olarak; BM olaya el koymuş lefkoşanın yarısını rumlara geri vermiş, ve fiziki tapuları en yoğun rumlarda bulunan maraş bölgesini de, "ölü bölge" olarak belirlemiştir. kıbrısta iki toplum arasında ateşkes vardır.
kıbrıs meselesini yakın tarihten ele almaya baslarsak 1974 barıs harekatıyla baslamak mümkündür.bu mevzuyu hepimiz biliyoruzki rumların adada yasayan soydaslarimizin can güvenligini tehdit etmesi sonucu ayse kızımız tatile önderilmistir.adınada barıs hareketı denmistir.bizim dısımızda ingiltere fransa gibi dünyada söz sahibi devletlerin garantörlügü de vardır.böylece türk askeri adaya bir girmis pir girmistir.garantör diger devletlerin ve amerikanın, birlesmis milletlerin tüm uyarılarına ragmen adadan askerlerimizi hala cekmemekteyiz.bunun gerekcesi olarak da hala soydaslarımızın can güvenliginin olmadıgını göstermekteyiz.kıbrısın stratejik konumunum etkisini tabiki göz ardı edemeyiz...
bu günlerde ise askerlerimizi cekmememiz gerekcesini sorgulamak gerekir.çünkü kıbrıs rum kesiminin avrupa birligine girmesiyle cok sayıda kıbrıs genci (18-30 yas arasi)rum vatandaslıgına gecmek icin basvuruda bulunmustur(40 bine yakın nüfustur).çünkü onlar avrupada iyi bir egitim görmek ve iyi bir yasam standardı yakalamak istemislerdir.ne yazık ki bu genclere denktasın torunu da katılmıstır.
uluslar arası platformda kabul edilen garantölük geregi olarak makul sınırlara erisildiginde ve güvenlik saglandıgında askerler bölgeyi terk etmek zorundadır.
bu iki olayı karsılastırdıgımızda 1974'ten beri verdigimiz mücadele böylece bosa mı cıkacak?????söz sahibi ülkeler -tabiki bunların cıkarları büyük ölcüde söz konusudur- bize sen kimin can güvenlenligini kimden koruyosun demiyecekmidir.özellikle yeni nesil böyle yapınca.
hos avruoa birliginin kıbrıs sorununu hallet gel demesi de bundandır ya neyse...
bu kıbrıs meselesinin sadece bir sorunudur bunu baska sorunlar dogurdugu gibi bu olay da sanırım daha büyük sorunları getirecektir.egerki siyasetimiz (bkz: cözümsüzlük cözüm)ve (bkz: kazan kazan)politigini brakıp baska çözüm yolları ararsa belki koluzu kaptırmadan birseyler yapabiliriz.