bugün

Ölümlü bir dünyanın ölümle henüz tanışmamış bedenine yazgılıdır ruh. Naif bedende sıkışıp kalmış bebek evrenler, sarmal galaksiler durmaksızın devinirler, birbirini çekermiş gibi gözüken. itinayla saklanmış gözbebeklerinden ara sıra ölü yıldızların ışıkları yanıp söner.

Derinliğin devinimleri bazen ruhta karadelikler yaratır, bilinçsel galaksileri kendine çeker. Kopan yıldız fırtınalarıyla tozu dumana katan galaktik ölümler. Aklın direnişiyle anti-maddeye dönüşüm. Dönüşümlü karadeliğin etkisine giren evrenler çöker. Devreye hemen kalbin iradesi girer. Yaratıcının sonsuz mührü ve iradenin mutlak gücü karadeliği yok eder.

Buna rağmen insan içindeki evrenlerin galaksilerin gitgide büyümesinden ve genişlemesinden ötürü acı çeker. Damarlarındaki sıvı civaya dönüşür. Ölümlü bedendeki acizlik, ruhun evrenlerinin kudretine, kalbin mühürlü iradesine uyum sağlayamaz.
Üstelik küçük mavi bir gezegende devinen bu suretler varolan evrenlerini inkar ederler.

- Bilincin deliğine düşen Alice, evdeki iksiri içince büyür ve ev küçülür. Kendi gözyaşlarında boğulmasına ramak kalır. Aslında alice'in içtiği sihirli iksir diye bir şey yoktur. Delikten geçtiği anda görür ki; dünya değil, kendisi büyüktür.-