bugün

arkadaşların yapıyor, aile üyelerin yapıyor ve sen her itiraz ettiğinde köpek gibi havlamaya başlıyorlar. anlatmaya çalışıyorsun, diyorsun ki "yahu siz birilerinin köpeği değilsiniz ve aşağılamaya çalıştıklarınız da fare değiller, hepimiz insanız ve buna yakışır hayatlar sürmeye çalışmalıyız, neden bu tarz basit söylemlerin arkasına saklanarak olanı biteni görmemeye çalışıyorsunuz?"... sessizlik, konuyu değiştirmeler, laf sokmalar, hep aynı boşluk, beş sene, on sene, yirmi sene, otuz... hep aynı terane. yok bebek katili, yok ülkeyi bölmeye çalışıyorlar, yok nankörler, yok şu yok bu: hitler rejimi yahudileri katletmek için ne masallar yuvarladıysa, amerikan ırkçıları zencileri aşağılamak için ne foseptik tablolar çizdiyse kötü birer kopyası, güldürmeyen ve düşündürmeyen birer karikatür. bu söylemlerle kendi altlarını ahlaki ve vicdani olarak oyduklarını dahi göremeyecek kadar kör bir söylem. ne oldu, o yahudiler devlet kurdu, o zenciler de başkan oldu, mezalim yapanlara ne oldu, tarihin sayfasında kirli birer örnek haline geldiler. dünya böyle bir yer işte...

ama ben onlar adına utandım, utanıyorum. kendimce nefret ettim, soğudum hepsinden, arkadaşlarımdan da, ailemden de, memleketten de... ama yetmez, dileğim bir gün bu aşağılanan insanların herkesi rezil etmesi; topraksa toprak, kimlikse kimlik, bayraksa bayrak; bu kadar aşağılanmaya, isim takılmaya, işkenceye, topa tüfeğe karşı inatla mücadele ediyorlarsa umarım hepsi gerçekleşir.
çocuğun olsun dağa gönder vurulsun şehit olsun. umarım o zamanda hepsinin gerçekleşmesini dilersin.

tanım: saçmalıktır. o hakaretler denilen şeyler bedavadan gelmemiştir.