bugün

Türkiye'de ırkçılık ve faşizm genellikle Türklerle özdeşleştirilen kavramlar. Gazetelerde ve televizyonlarda köşebaşlarını tutanlar her gün Türklerin neden bu kadar ırkçı olduklarını, neden faşist olduklarını anlatıp duruyorlar.
Biz de madalyonun tersini çevirelim ve sormaya başlayalım: Kürt neden faşist olur?

PKK her ne kadar yoksul edebiyatı yapsa da özünde büyük sermayenin örgütüdür. Ve temel ekonomik felsefesi de "zenginlerle dost olmak, yoksullara düşmanlık yapmak"tır.
Her faşist hareket genellikle taban olarak kendisine yoksulları seçer ama hiçbir şekilde zengin düşmanlığı, sermaye düşmanlığı yapmaz.
Hitler bunun tipik örneğidir.
Partisinin adında sosyalist sıfatını bile kullanmıştır ama tüm iktidarı boyunca işçileri ezmiş, sermaye ile dost geçinmiştir.
Ve çok belirgin bir tavrı da özellikle büyük sermaye ile arasını hep iyi tutmasıdır. Almanya'nın büyük tekelleri hiçbir zaman Nazilerin saldırısına uğramamıştır, onlar Hitler'i finanse etmiştir, Hitler'se onlara güvenli iş sahaları, bir savaş pazarı ve ucuz işçi sağlamıştır.
Bu noktada PKK da aynı stratejiyi izlemektedir.
PKK Güneydoğu'da başından beri hiçbir işadamına karşı çıkmamıştır, tıpkı Hitler taktiği ile onları haraca bağlamış ve desteklerini sağlamıştır. Bizim "Kürt mafyası" diye adlandırdığımız olgu aslında PKK'nın mali kaynağıdır. Bu mafya gücü ile Kürt işadamları denetime alınmıştır.
Ama bunda Kürt işadamlarının çok büyük bir çıkarı vardır. Çünkü bu sayede çok ucuza sömürecekleri Kürt işçileri istihdam edebilmişlerdir. Böylelikle Kürt işadamları büyük sermaye birikimi yapmışlardır.
Fakat PKK'nın bir diğer ekonomik programı aynı zamanda Türk bölgelerdeki işadamları ile, özellikle de büyük sermaye ile arasını iyi tutmak olmuştur.
TÜSiAD başta olmak üzere önemli sermaye çevreleri hiçbir dönem PKK'nın hedefi olmamıştır. Onlar da bunun karşılığını PKK'ya siyasal destek vererek ödemişlerdir. Büyük sermayenin sürekli bir "barış"tan dem vurması boşuna değildir.

Kürt faşistinin taktiği: Yoksul Türk'ü bezdirmek

Ama çok daha önemlisi PKK doğrudan yoksul düşmanı bir harekettir. PKK'nın en büyük sivil hedefleri sıradan vatandaşlardır.
Onlar otobüs molotoflar, çünkü otobüslerde yoksul Türkler seyahat eder.
Ve yine PKK yoksul Türk semtlerinde eylemler düzenler.
Onlar bakkal, manav, nalbur kundaklar ama hiçbir zaman bir alışveriş merkezi molotoflamaz.
30 yıllık kanlı tarihlerinde PKK'nın zengin semtlerde en ufak bir molotoflama, kundaklama gibi eylemi olmamıştır. Çünkü PKK'nın düşmanı zenginler değil yoksullardır.
Burada ise temel hedef yoksul Türklerin bezdirilmesidir. Her an korkuyu duyumsayan, devletin onlara sahip çıkmadığını gören, canını veren yoksul Türkler bu şekilde bezecektir.
Bu faşist terör kampanyası yoksul Türkleri sindirmeyi temel amaç olarak benimser. Çünkü bu teröre karşı çıkacak yani vatanlarını savunacak kesim de zaten yoksul Türklerdir.

Türk'ün ekonomik varlığını gasp ediyorlar

Asıl büyük amaç ise iktisadi işgaldir. Bugün kimilerinin Kürtlerin çalışkanlığına ve kalabalık olmalarına yorduğu ekonomideki yoğun Kürt varlığının tek sebebi vardır; ırkçı Kürt hareketi Türklere ait ekonomik varlıkları gasp etmektedir.
Hitler Almanyası'nda da sokak çeteleri ilk önce Yahudi işyerlerini kundaklar, Yahudileri kaçırtır sonra da onlara ait ev ve dükkanlara el koyardı.
Bugün ırkçı Kürtler de aynısını yapmakta, şehir milisi dedikleri güçlerle Türk esnafı yıldırmakta, dükkânları haraca bağlamakta, vatandaşı dükkânını terk etmeye ya da satmaya zorlamakta ve en sonunda ekonomik alanı Türklerden alıp Kürtleştirmektedirler.
Hitler hareketi ile Kürt hareketinin ilk inanılmaz benzerliği burada ortaya çıkmaktadır. ikisi de ırkçıdır, ikisi de şiddet kullanır, ikisi de işgalcidir, ikisi de sömürücüdür.
Dün Almanya'da nasıl bir Yahudi düşmanlığı yaşandıysa bugün de aynı şekilde Türkiye'de bir Türk düşmanlığı yaşanmaktadır.
Ve bu ırkçı nefretin altında bal gibi bir ekonomik neden yatmaktadır

gökçe fırat

--spoiler--
http://www.turksolu.org/266/basyazi266.htm
--spoiler--
-: pkk'nın bir bok yiyebileceğini sandığından.