bugün

bir aşk çığlığıdır. bazen bir kadın tarafından bir erkeğe, erkeğine söylenir ve fakat bazen de bir erkek tarafından bir kadına, kadınına söylenir... anlamları her iki yöneliş için farklıdır aslında ama bir imgelemde aynı yolun, farklı şeritlerinde oldukları aşikâr.

şöyle bir de şiir vardır bu konuda:

sensizliği dinamitleyip geldim
uğraşma, kilidimi açmaz ellerin
soluk soluğa ama çok nefessizim
uğraşma, kurudum ve sen gelmedin
yoktun, yürüyüp yorulan bendim
oysa yanında olmak isterdim
ra gibi hükmedip suya ve sele
senin yollarını, sadaka verdim
usanmadım yalın ayak ve koşarak
nereden, nereye kapına geldim

sesimi yanıma alıp gürleyip, estim
usanmadan estim, yüzünü yaladım durdum
sanki bir kum fırtınası veya lodostum

bil bakalım nerdeyim, nerede kaldık
aşındırıp yolları tâ nerden geldik
kaldırmadı bedenim, kelleyi verdik
akşamı edemeyip yollara düştük
lal oldu dilimiz, çenemiz çekildi garip
ırakları kendimize yakınlık edip
mum oldum, eridim, kurudum gel artık
*