bugün

Kureyş Ocağı adını Kureyş işimli pir den alır. Mekke’de en kalabalık, en eski tarihçeye sahip olan asil bir kabiledir. islam peygamberi Hz. Muhammed ve hem damadı hem de amcasının oğlu Hz. Ali, Kureyş kabilesinin mesuplarıdır. Kureyş, Hz. Muhammed’in ve Hz. Ali’nin 11 göbek öteden atasıdır. Kerbeladan sonra Hz .Ali’nin ailesinden geriye kalanlar hayatta kalmak için horosan bölgesine göç etmişlerdir. Uzun yıllar sonra ailenin bir kısmı anadoluya Dersim bölgesine göçmüştür ve burayı mesken etmişlerdir. Dersim bölgesine yapılan göçte ailenin ileri gelenlerinden Kureyş baba’dir. Fakat Kureyş Ocağının iki mensubu yani Dersime göç eden Kureyş baba’yla Mekke’de rahmetli olan Ocağın asıl Piri Kureyş karıştırılıyor bu hadise soyun devamındaki isim benzerliğidir.
Dersime ailesiyle gelen Kureyş baba, soyuna yakışır bir şekilde Alevi geleneklerini göreneklerini yaşatmıştır ve bölgede büyük saygınlık kazanmıştır. Soydan geldiği için bu ocağın aile büyükleri Alevi dedeliği yapmaktadır.
Mekke’den kalkıp tarihle birlikte yaşam savaşı veren
Hz. Ali’nin ailesi, Peygamber soyu yani Arap kökenlidir. Horosan ardından Dersim’de dahada kalabalıklaşan aşiret yapısını alan bir Alevi Ocağıdır. Çoğunluk olarak aile içi evlilik yapmışlardır fakat bölge Kürtleriyle kız alıp verip Kürtleşmişlerdir. Dersim Kürtçesi ana lisanlarıdır. Ana lisanından dolayı, Kureyş Ocağına zamanla şiveyle Kureyşan demeye başlamışlardır.

Türkmenlikle hiçbir alakası yoktur. Maalesef bizleri asimile etmek isteyenler taraflı bir şekilde yalan tarih aktarmaktadır. En eski secere Kureyşan ailesine ait olduğundan, okuduğum kitaplar doğrultusunda ve bölgedeki aile büyüklerimle konuştuktan sonra size bu aktardıklarımı yoğun bir araştırma ardından yazıyorum. Ailenin geçmişi anlattığım özet gibidir. Bizim gibi tarihte dışlanmış, katledilmişlerin tarihini düşmanlarımız yazmaya çalıştığı için lütfen geçmişimizi, özümüzü unutmayalım. Yalanları göğüsleyelim. Bizden olup asimile olan kişilere bir söz var; “Aslını inkar eden haramzadedir.”
Ve son sözle sizlere selam olsun değerli Canlar.
Pir Sultan Abdal ‘ın da dediği gibi “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.”