bugün

فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ

Fesubhân allah hîyn tumsune we hîyn teśbihune.
Allahi anın(tesih edin allah şükredin) akşamladığınız zaman ve sabahladığınız zaman.

Burda
Erhan Aktaş'ın çevirisi
O halde akşama kavuştuğunuz zaman ve sabaha kavuştuğunuz zaman tesbih Allah'ındır.

Buda google çevirinin çevirisi.

Uykuya daldığınızda ve uyandığınızda Allah'ı tesbih ederim.

Google bile daha isabetli çevirmiş.arapçayi geliştirdikçe hayret kaliyorum.burda ince bakarsak çok bir anlam değişikliği var.
وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَعَشِيًّا
وَحِينَ تُظْهِرُونَ

We lehul hamdu fi essemâwâti welârďi we aşiyâ wehîyne tuźhirune.

Ve hamd onundur. Göklerde ve yerde ve akşam ve zuhurettiğiniz zaman.

Erhan Aktaş
Karanlık ve aydınlık zamanlarda, göklerde ve yerde hamd, O'na aittir.


Burda aydinlik dediği kizim bizim dildede olan zuhurdan yürüyor.
tuźhirune zuhurettiğiniz demek.
fatır suresinin 5. ayetinin meali diyor ki: "aldatıcılar sizi allah ile aldatmasın"

diyanet ise sitesindeki mealinde aynı ayet meali hakkında "ey insanlar! şüphesiz allah’ın vaadi gerçektir. sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. sakın çok aldatıcı (şeytan) allah hakkında sizi aldatmasın." ifadelerini veriyor.
Diyanet yukarıdaki tanımı biraz daha açmış işte. Ne var ki bunda? Üstteki aldatıcılar deyip geçmiş.