yaşım daha 5-6 civarlarında olmasına rağmen dün gibi hatırlarım efendim o bayanı. yoktu böyle bir şey. aşıktım. onun için sürekli babama "baba bi bankaya götürsene" diye ısrar ederdim. o derece yani. onun kucağında olduğum dakikalar hayatımın en güzel dakikalarıydı. ama nerden bilirdim ki bu aşkın sonunda kahpe feleğin bana tokatı indireceğini. neren bilirdim müslüm gürses'ten "nerden sevdim o zalimi" şarkısını bana söyleteceğini..

kereşe gidiyordum o sıralar. babam çevrenin beni kötü etkileyeceğini düşünüp kreşe yollamayı uygun görmüştü. üzerinize afiyet bir şekerim ki sormayın gitsin.o yaşlarda bile jöle kullanmaya başlamıştım. saçlarımı yana tarardım. afacandım falan filan. baya tatlıydım yani . kreşe giden servis babamın çalıştığı bankadan alıyordu beni ve ben ilk başta babamın bankasına gider orada bir iki saat vakit geçirirdim. genelde babamın işyerindeki bayan arkadaşlarının ilgi odağıydım. şimdi ki kızlara düşkünlüğüm de oradan gelir. düşünsenize 1 saat boyunca 56 tane kadının sevgi seline tabii tutuluyorsunuz. ben de bu durumdan mutluydum her sağlıklı erkek gibi. babamın yanında görür görmez beni alırlardı ve durmadan bayanların yanına götürürlerdi elden ele. dolmuş gibi. bankayı tavaf ettikten sonra babam gelir ve kreşe giderdim. o hanımlar nedense bana hep cinsel şaka yaparlardı. nedenini hala çözebilmiş değilim. böyle gereksiz bir tavır içindeydiler. anlamaya çalışırdım ben de ama anlayamazdım yani..

yine uyandım bir hazan sabahına. içimde yine bayanlarla oynaşacak olmanın sevinci var. saçımda jöle yana taralı. gittim. işte yine omuzlardayım.. yanaklarımda ruj lekeri üzerime sinen kadın parfümleri ile bir pezevenk gibiydim. eğleniyordum ki tam o sırada kapı açıldı. elinde dosyalarla bir hanımefendi girdi içeri. sadece içeri mi girdi ? hayır. kalbime de girdi. kalbime.. benimle oynayanların aksine üzerinde hemen hemen hiç makyaj yapmamış. saçları dağınık.. ama öyle bir özgüveni vardı ki. işte şimdi ki kızların da sorunu o aslında. "özgüven". inanılmaz bir özgüveni vardı. farklıydı o. diğerleri gibi ııııııiiiiiiiiiaaaaaaa diye sesler çıkararak yanaklarımı sıkmadı. baktı güldü ve geçti gitti. perde indi sanırım o anda gözüme. diğerlerinin alayını silip sadece onu düşünmeye başlamıştım.. çok etkilemişti beni.

sonra gel zaman git zaman muhteşem cazibeme o da dayanamadı tabii. tanıştık elleştik üzerinize afiyet. inanılmazdı. baya sevdi sanırım beni ki her geldiğimde o da yanıma gelirdi. kucağına oturturdu sırnaşırdı. ama o ne güzel afetti. makyajı hiçbir zaman abartmaz kendine fazla dikkat etmez çok anarşist bir kişilikti. o yaşta hatırlayabildiğim ender dişi katrakterlerden birisi o muhteşem kadın. bankaya sadece onun için gider olmuştum. babam da bu durumun farkına vararak beni hep ona teslim ederdi. vurulmuştum. günden güne aşkım artmıştı o kadına. bazen babamın bankasında yemek olur beni de çağırırdı. "o bayan da geliyor musti" demesi yeterliydi benim için. hemen 4 kiloluk jölemi çıkarır saçlarımı tarar takılırıdm babamın peşine.

yine böyle bir şeyden bahsetti babam. "gel oğlum o bayan da var eğlenirsiniz" dedi. daha lafını tamamlayamadan ben saçıma jöle sürmeye başlamıştım bile. yana taradım parfüm sıktım ki baba parfümü. babam kadar parfümü de ağır yok böyle bir koku. boca ettim üzerime. hiçbiri umrumda olmadan takıldım babamın peşine. gittik bir eve. içeride yine ağır makyaj kokuları , kafama çivi çakıyorlarmış gibi gelen topuklu ayakkabı sesleri. hayatımda hiç sevmem topuklu ayakkabı sesini. bunun nedeni de o bankadaki bayanlardır. "onu" aradı gözlerim. işte bir kapıdan girdik ve karşımda. yanında da bir tane erkek var. "bırak lan kızı it" diye bağırasım gelmişti ama sustum. erkek te yanından gitti zaten. yine beni kucağına aldı. nedensiz bir üzgünlük vardı içimde. ortam öyleydi yani. garip bir şekilde bu sefer normalinden fazla makyaj yapmıştı. tuhaf giden birşeyler vardı. ama anlayabilmiş değildim.

sonra öğrendim ki bu üzüntünün sebebi "onun " kına gecesi olmasıymış.nerden bilirdim ki bu kadar makyajın evleneceği erkeğe güzel görünmesi için yaptığını. beynimden vurulmuşa döndüm. bu acı haberi babam eve dönerken yolda söyledi.çok üzülmüştüm. müslüm gürses'in "nerden sevdim o zalimi" şarkısına veresim vardı kendimi. o günden sonra o hanımı bir daha hiç görmedim. ne bankada ne de babamın çağırdığı o banka yemeklerinde.. tek hatıra kına gecesinde çekildiğimiz fotoğraf kaldı. ne olur çıkıp şaka deseydin. ne güzel kızdın sen bee..