bugün

berbat bir durumdur. Birden bire karşına çıkarak sana isminle hitap eden birinin ismi kafanı deli gibi çalıştırsan da aklına gelmez bazen. "ismini unuttum" demek hiç hoş olmayacağı için sohpete "sen"li cümlelerle devam edersin ama istediğin samimiyeti yakalamak da mümkün olmaz.
(bkz: ıı şey zeynepcim yok fatmacım ismin neydi güzelim)
çözümü basit bir durumdur. isim hafızam pek kötü olduğundan ötürü bu konuda kendimi geliştirdim diyebilirim. mühim olansa çaktırmadan kendi ismini kendi ağzıyla söyleyebileceği durumu yaratmanız. orası da artık size kalmış. bazen çok basit de olabilir çok zor da. hatta karşıdaki kişi farkında olmadan öğrenme çabalarınızın içine edebilir.

tüm bunların yerine aynı kişiyi sonsuza dek hocam, hacı, müdür, dayı, oğlum, usta, üstad, kızım, moruk ve hatta "hişşt" gibi adlandırmalarla da çağırabilirsiniz. dert yok tasa yok, en güzeli.
Konuşurken ismiyle hitap etmeyip sen veya siz demeye yol açan durumdur. Kulakları dört açıp ortamdan birinin ismi söylemesi beklenir.

Bu bir dramdır.
Fenadır.
Düşünsenize işyerinde sesleneceksiniz hadi düşün dur.
Ama yeniyseniz nasıl hatırlayacaksınız elli tane ismi. Öte taraftan buna kusura bakma canım neydi ismin unuttum diyen niye bakayım bende unuttum diyesim geliyor. Neden içleneyim ki buna? Yeni görmüşüm seni neden önemli olasın ki bu kadar? insanlarda bir aşağı görme durumu var ya ben gülüyorum. Sahi kimsin ki?
insanı az biraz utandıran unutkanlıktır.

Karşınızdaki kişi sizin hakkınızdaki herşeyi hatırlar, lakin siz onun adını unutmuşsunuzdur.

Sorsan ayıp sormasan içe dert olur.
iş yerinde genelde başıma gelen durum. Bazen çol zorluyor.
Ter döktürür.
Hele samimi, içten bir tarzla konuşuyor, sık sık isminizi telafuz ediyorsa, " hay bin kunduz" dedirtir.
isim hafızam iyidir.zor unuturum.