bugün

dolu bir bardağın, küçük bir damla bile olsa eklenmesiyle taşması gibidir. bu bakımdan insan midesiyle bağlantı kurulabilir. insan açtır, yemeği yer de yer. tabaklar dolar boşalır. ama son lokmaya gelince sanki o kadar yemeği başkası yemiş gibi insanın yiyesi gelmez. içi almaz adeta.
devamında ebeveynin arkandan takip eder veya ağlar tehditi ile karşılaşmak.
genelde genç kızlarda gözlemlediğim davranış biçimi. hatta bunu uzun süre annelerin kızlara öğrettiği bir görgü veya nezaket kuralı olarak düşünmüşümdür. mesela iskender söylersiniz, erkek birey, şapur şupur nidaları ile tabağı sıyırır, hatta en son tabakta kalmış ufak parçaları da çatalın kenarı ile toplar. hele biraz yoğurt ve tabağın dibinde kalmış tereyağı, son lokmaya ayrı bir lezzet verir. genç kızlar ise gene büyük bir zevkle yedikten sonra, iki adet pide ve bir adet et parçasını nedense bırakıp çok doydum derler. gözünüz size usul usul bakan et ve pidelerde kalır. onun tabağından alıp yemenin kabaca olacağını düşünür ve el sallayarak uzaklaşırsınız masadan.
koca tabağı yedin, afiyet olsun, o son lokma mı bitirecekti seni, ne olurdu ağzına atıverseydin diye düşünür insan.
bunu yapan erkek kişiler ise genelde yemeği sevmemişlerdir. son birkaç lokmayı bırakıp valla çok doydum derler, bir de sevmediği yemeği görünce ben yedim geldim diyenler vardır. *
asla başıma gelmeyen ve gelmeyecek olandır:

(bkz: affetmem)
genellikle kızların yaptığı durumdur.
Yapamadığım şey.

Küçükken yemezsen arkandan ağlar dedikleri için israf etmemek için önüme hangi yemek konsa son lokmasına kadar bitiriyorum :((.