bugün

yıllardır "şelale lokantası"nda hasan ustanın çıraklığını yapmış; 12 yaşındayken bi yaz tatilinde işe "mevsimlik" başlayıp sonrasında ailesince okuma potansiyelinin hiçe yakın olduğu görüldükten sonra bu mevsimlik statüsü devamlı çıraklığa yükseltilmiş eray abimdir bu masum kalfa.

tas kebabını, orman kebabını, kelle paçayı bir güzel öğrendikten sonra hasan ustadan; yeni evlenmiş olduğu eşinin gazı ve de düğünden miras takıların güveniyle aynı sokağa, şelale lokantasının çaprazına açar lokantasını. hasan ustasının tariflerine birebir sadık kalır.

aynı şekilde berber mustafanın "beyaz gül"ünde kalfa olarak çalışan mehmet abim de, zamanla kendi ayakları üzerinde durmayı seçmiş, mustiden ayrılarak yeni bir dükkanda kendi işinin patronu olmuştur.

eyvallah, sittin sene çırak olacak değilsin, zaten biz de başlıktaki "know how"ı şekil olsun deyu kullandık mehmet abim de, yeni dükkanının ismini "öz beyaz gül" koyman nedendir. hayır bir berbere böylesine ruh hastalığı çağrıştıran bi isime "öz"ü ekleyip meslek hayatında huzuru beklemen nasıl bir cesarettir?

bunlar beyaz yakaların işi, know how, performans testi, liderlik seminerleri falan; benim esnafıma işlemez lan.