bugün

şöyle örnekleyebiliriz: klasik anlayışda nasrettin hoca kırılan testiler arasından kırılmayanları seçerken, tky'nde testiler kırılmadan testiyi kırabilecek bütün nedenler ortadan kaldırılmaya çalışılır. yani tky aslında türkler tarafından zaten bulunmuştur. dayak cennetten çıkmadır deyip hata yapma olasılığı yüksek işçilerin önceden ifadesini almak gerekmez tabii ki. her neyse... bu ütopik düşünce, mükemmele doğru koşan minik minik çekik gözlü japonların sonsuzluk heyecanını da gösterir. burda kendilerine gencebay'dan hatasız kul olmaz'ı dinlemelerini öneririm. veya biraz ömer hayyam. kardeşim testi nedir ki içinde şarap yoksa? veya testiyi tutan el, eski yunan minyatürlerinden süzülen iri göğüslü bir latin güzeli değilse?
klasik yönetim anlayışı muayeneye dayalı yönetim anlayışıdır yani proseste gerçekleşen hiçbir işlem kaliteye uygunluk açısından kontrol edilmez, en sonunda üretilen malın kriterlere uygun olup olmadığına bakılır. toplam kalite yönetiminde ise önleme dayalı bir kalite anlayışı gözetilmektedir. böylece hata oluşmadan önelenerek, ıskarda ürün çıkarılması en aza indirilmeye çalışılır. üründen maksimum fayda sağlanır.