bugün

çocukların oyun kurmalarına yardım edeyim derken başlamış olduğu 'elim sende'de çocuklar kadar keyifle koşturduğunu farkettiği andır. zaten büyümesindir, çocuk kahkahalarının içinde kalsındır.
yatağa işemekten vazgeçememek.
kuzene vermek için seçtiği oyuncakları birkere daha seçip aslında hiçbirini vermeye kıyamadığını anladığı an
çorabını hala ters giydiği zamanlar
40 yaşını aşıp bilumum on line ,naon line bilgisayar oyunlarından vazgeçilmemesi.
ciddi bir konu konuşulurken benim gibi salak salak espriler yaptığı anlardır.
annenin dizine başını koyduğu anlar
yemekte hala ağzın doluyken ağzını açıp, ağabeyinle gülüştüğünüz anlardır. aklına gelen cümle ''ben ne zaman büyüyeceğim!''.
tuttuğu takımın maçlarını seyrettiği anlardır.
üniversite diplomasını aldıktan sonra takım elbise giyip çalişmaktan kurtulmak için bir barda çalişmaya başladığını ve parasını psp ve bilgisayar oyunlarına harcadığını farkettiği andır.
etrafındaki insanlar tarafından hâla dikkate alınmadığının farkına varıldığı an'dır.
-sokakta çocuklar top oynarken araya girilip rahatça bir iki kez topa vurulduğu anlar..
-hastalalık anında annenin arandığı an
-can sıkıntısında isim-şehir-hayvan oynandığı an
-baloncudan balon alındığı an..
-ele yüze bulaştırarak dondurma,çikolata vs yendiği an..
-sevgiliye çocukca küsüldüğü an..
-farkında olmadan ufacık çocukla dalaşılan anlar..
yaş olmuştur 40 - 50; belki torunlar harçlık derdinde elini öpüyorlardır; olur ya sıkışır, darda kalırsın. çözemeyeceğin bir problemin, bir sorumluluğun vardır. derin bir iç çeker, "ahh babam yaşıyor olsaydı hemen çözerdi" dersin; ona danışabilseydim, yol yordam öğrenebilseydim...

aldatılırsın; sevgi arar şefkat arar bulamazsın; velhasılı anlarsın seni canından çok seven tek hatun valide sultandır. o da göçmüştür ebediyete. öyle bir iç çekersin ki "ahh anam olsaydı yanımda, dizinin dibinde saçımı okşasaydı yeterdi herşeye" dersin; vardır ya türküde, dağlar yıkılır serzenişine...

işte yıllar yılı büyüdükçe onların birşey bilmediğini, senin en iyisini doğrusunu bildiğini düşündüğün; onlara ihtiyacın kalmadığını, tek başına ayakta olduğunu düşündüğün annen, baban her hatrına düşüpte iç çekiş olduklarında anlarsın onların hep söylediği gibi "bir çocuk asla büyümez"...