bugün

ömer seyfeddin in kızıl elma ülküsünü konu alan öyküsü. yanlış hatırlamıyorsam, ilk yayınlandığı yeni mecmua dergisinde yazılara satırbaşı para verildiği için kısa konuşma cümleleriyle uzatılmış öyküdür.

türk milletinin fetihlere ve devletine olan bağlılığını anlatma amacını taşıyan eser, padişah kanuni sultan süleyman ın kızıl elma nın neresi olduğunu sorması üzerine kimsenin yanıt bulamayışını anlatır. sonunda cevap yine kanuni den gelir galiba ama ben cevabı unuttum.
kızıl elma; türk devlet geleneğinde istenen, hedeflenen mefkure olarak açılımı yapılmıştır. bu yerigelmiş bir fütuhat içinde kullanılmıştır yeri gelmiş hedeflenen ekonomik başarı içinde kullanılmıştır. kızıl elma türk milletinin cihanülşummul bir devlet olması gayesinin yüzyıllar içindeki adıdır. bir mekan yada bir yer olarak algılamak, bir cisim haline getirmek şekil vermek kızılelma ülküsü için doğru bir tanımlama olmayacaktır şeklide cevaplanabilecek sorudur.
kanuni sultan süleyman tüm saray üyelerini toplar ve sorar:

+kızıl elma neresi?

herkes farklı cevaplar verir. padişah tatmin olmaz tabi; huzuruna üç tane yeniçeri ister. yeniçeriler padişahın huzuruna gelir ve hepsi aynı cevabı verir. bu cevap:

-padişahımızın bizi götüreceği yerdir, padişahımız bilir!
Bu soru bir kürde sorulursa; istanbul, seni yeneceğiz istanbul, istanbul demek tüm Anadolu demek, Avrupa demek, istanbul U elinde tutan tüm Anadolu ya hakim olur.