bugün

sizi düşünen, merak eden, değer veren, seven birisinin mesaj veya telefonuyla uyandığınız anlardır. sadece yaşadığınızı değil, insan olduğunuzu da anlarsınız.
halı sahada yüzlerce* taraftar önünde röveşataya kalkıp örümcek ağlarını temizledikten sonra emektar ajax formasını çıkartıp elinizi pascal nouma gibi dalgaya götürüp tribünleri selamladığınız andır.
acı çektiği andır. çünkü kişi; sadece acı cekerken yaşadığına pişman olur.
Bir depresyon döneminden çıktıktan sonraki anlardır. Artık nefes almaya, gülmeye başladığınızı hissetmek, size yaşadığınızı hissettirir. Depresyondayken nasıl hayattan kopmuş haldeyseniz, iyileştiğinizde de hayatla kucaklaşmış ve yaşamaya daha yeni başlamış gibi olursunuz.
yağmurun altında istiklalin tam orta yeride sevgiliyle öpüştüğü andır.
-sevilen eski bir dostu görmek,
-gece yarısı radyoda anıları depreştiren bir şarkıya denk gelmek,
-unutulduğunu düşündüğün bir anda telefonun çalması,
-umutsuzluğa düştüğünde gözleri öylece yere bakan birini görmek beterin beteri var demek
-geceyi gündüz edip, masa başında uyuklayarak çalışılan sınavları başardığını öğrenmek
-hastalıktan bitkin düşüp yorgan döşek yattıktan sonra yeniden sağlığa kavuşmak
-gürültülü bir ortamda bütün seslerden sıyrılıp göz göze gelmek onunla

düşündüm de ben ne zaman yaşamışım diye, heralde bu gibi zamanlarda. yaşamak ayrıntılarda gizliymiş demek ki. elindekilerin kıymetini bilip, mutlu olabilmekmiş yaşadığını anladığın anlar.
hayal kırıklığına uğradığı anlar da o anlardan biridir.
çünkü hayatın içinde hayal kırıklıkları da var...
bir yakınının öldüğü andır.
aci cektigi andir.
sevilen kişinin sesini duyduğu, sevilen kişiyi gördüğü zamanlar da bu gruba girer.
sevdiği müziği ihtiyacı olduğu bir anda dinlemek..
sevdiği birinden gelen bir mesaj..
karnı çok acıkınca kendini restorana atabilecek parası olması..
ölümden döndügü andir.