kimi polislerin işlerini haketmemeleri

polis:polis deyimi bugün, çeşitli sözlüklerde; kent içinde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan örgüt, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla görevli kişiler anlamında kullanılmaktadır.
polis, güvenlik hizmetlerini sunan, kamu düzenini ve yurttaşların can ve malı ile temel hak ve özgürlüklerini koruyan, yasa uygulayıcı bir kamu görevlisidir.
asker:türkiye'deki resmi tanımı ise "askerlik yükümlülüğü altına giren şahıslar (erbaş ve er) ile özel yasalarla silahlı kuvvetlere katılan ve resmi bir kıyafet taşıyan kişiler"dir.

floryada oturuyorum, dün gece 12.30 suları, vali evine gidecekmiş benim yürüdüğüm kaldırımın yanından, polisler kuş uçurtmuyor neyse kulağımda kulaklıklar var, uzun ve düz bir caddeyi yaklaşık 15 dakika yürümem gerek, ilk çevirmeye takıldığımda;
-kimliğini ver.
+buyrun.
-(diğer polise) ara şunun üstünü.
--arayamam.
+nedir abi durum? bu kadar sıkı önlem falan?
-sana ne.(ağzını burnunu dağıtasın gelir, hem durduk yere suçlu muamelesi gör, hem terslen amk.)
-nerede oturuyosun lan?
+burada, florya'da.
-tamam, al şu kimliği yürü defol git.(ölür müsün, öldürür müsün...)
nerede vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini korumak? her şeyden önce vatandaşı kendinden koru be adam.

alır, giderim ve yine yanındaki memurdan öğrenirim ki herif liseyi bitirmemiş bile. bu düz yolda tam 6 kere farklı ekip araçlarından gbt taraması yedim, hepsindeki hal ve tavırlar aynı. bütün polisler böyle mi? tabii ki değil fakat böyle kaba saba, oduncu polisler yoğunlukta. dün vali için sayısız ekip arabası, sivil arabalar, yunuslar, özel korumalar vardı florya'da. fakat taksim meydanında aynı saatlerde sadece 2 polis varmış, şu işe bak sen...

bunların okumuşları, bilgili cahilleri de var tabii bir de, ülke vatandaşını kendinize düşman etmekte üstünüze yok, süpersiniz abiler, amcalar.