sol kaburganın içinde bir şeyler kıpırdar. onu görünce eskiye * yapıp anıları birkaç saniyede tek tek yaşarsınız. hani şu kolaj kopar ya ölmeden önce, hah onun renksizi işte beyim. dudağınızdan ince bir gülümseme çıkar ama ufacıktır. söyleyecek sözünüz boğazınızda düğümdür, alnınızdan da sebepsiz bir ter birikintisi oluşmuştur.
keşke diye başlayan cümleler kurarsınız da dudağınızdan çıkmaz bunlar, içinizde hapsolmuştur.
o yoluna devam ederken siz eskiyi biraz daha düşünüp biraz daha kafa yorarsınız. kader dersiniz de bir isyan belirtisi vardır içinizde ona karşı.
ironik bir durumdur ama gülemezsiniz halinize. geçmişsinizdir çünkü o yolu ayrılmadan önce...
enteldir.
geri dönme düşüncesine kapılmıştır. kimi beden üzerinde de başarılı olur.
"öykü ne la" diye bi cevap şart olan...
gittiği yerde umduğunu bulamayıp eski günleri tekrar isteyen, pişmanlık abidesi olabilir.
sanki ferhat ile şirin ayrıldı mına koyim!