bugün

kimi zaman kendini cok yalniz, caresiz, savunmasiz hisseden bir ateistin ve ya agnostigin soyleyebilecegi soz. gercekten inanmayi isteyebilir, kendininden cok daha guclu bir varliga, mukemmele tapma ihtiyaci duyabilir, ancak pozitif gerceklere o kadar inanmistir ki, deneysel olarak kanitlanmamis ve gozleriyle gorup ikna olmadigi hic bir seye inanmadigi/inanamadigi icin sadece bu sozu soylemekle yetinir. kendini caresiz hissettigi anlarda ise inanan arkadaslarini, dostlarini kiskanir, onlarin siginacaklari bir limaninin oldugunu dusunur, kendisine de bir siginak yaratma ihtiyaci duyar, bu da genelde kitap, alkol, muzik, yazi ve benzeri olur.
öncelikle bu iş iman meselesi olup bu dileği dileyen elbet sonunda allah'ı bulacaktır. beş duyumuzun ne kadar kısıtlı olduğunu, bazı şeyleri göremeyip, etkilerinden varlığını kavradığımızı hatırlatmam gerek. biraz aklını çalıştıran zaten Allah'ın varlığı ve birliğinin kesin olduğuna dair milyonlarca delil bulabilir.
görmekle bakmak arasında kalmış kişi söylemi.
tanrı'nın var olduğunu keşfetmiş ama O'nun büyüklüğünü ve kadir-i mutlak olduğunu idrak edememiş kişinin ifadesidir.*