bugün

Kereste satan kimse.Ayrıca garip bir küfür.
Kerestecilik mesleği yoğun gemi inşası nedeniyle Osmanlı devletindeki en önemli iş kolu olarak varlığını sürdürmüştür. XIX. yüzyıl kayıtlarına bakıldığında kerestecilik mesleği yapan esnafların en fazla kazanç sağlayan iş kolunda olduğu belirtilebilir. Tersane faaliyetlerinin kerestenin yoğun olduğu bölgelere yakın yerlerde yürütülmeye çalışıldığı söylenebilir. Bu gelenek Anadolu Selçuklu Dönemi’nden beri Osmanlı’da da devam etmiştir. Anadolu Selçuklu Döneminde kurulan Alanya ve Sinop tersaneleri buna en güzel örnektir. III. Selim Döneminde ise bu geleneğe bağlı olarak Sinop, Karadeniz Ereğlisi, Bartın, Amasra, Midilli, Rodos, Bodrum, Kıbrıs gibi yerlerde de tersaneler kurularak gemi inşa faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Ayrıca en fazla kereste ihtiyacı inşaat-ı Bahriye’de olmuştur. Bununla birlikte Ticaret-i Bahriye için kullanılan kereste miktarı da eklendiğinde neredeyse diğer üç dairede kullanılan kereste ihtiyacıyla miktar olarak yakın olduğu görülmektedir. Türklerin Anadolu’da tam anlamıyla varlık gösterdiği dönemlerden itibaren gemi inşasına önem verdikleri, Osmanlı’da XVI. yüzyılda ve Batılılaşma dönemlerinde artan gemi inşa faaliyetleriyle kereste ihtiyacının yüksek olduğu, Kastamonu gibi belli merkezlerin bu anlamda ön plana çıktığı ifade edilebilir.
güncel Önemli Başlıklar