bugün

sözlüğümüzde malesef çok bulunmaktalardır.

hele hele cumhuriyet dönemindeki atatürk siyasetine bol bol atarlar.
kahvehanelerde ülke kurup batıran dayıların sözlük versiyonudur.
(bkz: siyaset yapacak yazarlar meclise buyursun)
an itibari ile iki tanesinin sol frame sıçmaları ile günümüzü bok eden yazarlardır.

(bkz: kusurlu)

(bkz: cakma onbasi)
kendisni ne sandığı ve aslında ne olduğundan ziyade durumlarının izah ediliş şekli ile beni hüzne sevkeylemiş yazarlardır.

arkadaş anlamıyorum ben "siyaset" için çizilmiş olan sınırları. misal aile yapısına(veya ev ahalisinin bakış açısına göre) sıkça duyarız;

"evde siyaset konuşmanın yanlış olduğu" yönündeki telkinleri.

sonra hemen herkes tarafından dillendirilir bir hadisedir;

"okulda siyaset yapılmaz" (soruşturma yeme ve hatta okuldan atılma sebebidir)

bir diğer duruma bakacak olursak benzer mahiyette;

"iş yerinde siyaset yapılmaz" (işten çıkartılma sebebidir pekçok büyük ve kurumsal şirketlerde)

daha farklı bir pencereden bakarsak;

"sanatta siyasetin işi yok" (bunu yapan sanat insanları sevenden çok sevmeyene sahiptir)

halk tebası için;

"kahvede siyaset yaparak ülke mi kurtarılır"

buraya entegre edilmiş hâli de;

"sözlükte siyaset mi yapılır, siyaset yapacak olanlar buyursunlar meclise"(zaten mecliste taban puan da yokmuş hemen yerleşirler di mi yavrucağım)

tamam da arkadaş nerede yapılacak bu siyaset?

çocukluğumdan bugüne kadar olan süreçte sürekli aynı şeyi duyup durdum "siyasete bulaşma" tamam da arkadaş siyaset de bana bulaşmasın. kimse kusura bakmasın ama bugün sgm'nin anası sikildikten hemen sonra günde 10 saatten, haftada 60 saat ek mesai olmadan çalışmama sebep olan şey siyasi otoritenin denetim sıkıntısıdır. veya bugün ödediğim vergiler anasının amı kadar olmuşken, kimse kusura bakmasın ama aklınıza gelebilecek her yerde siyaset yapma hakkım vardır benim.

hem hakikaten ne düşündüğünü doğru şekilde ifade edebiliyorsa kişi tüm bu söylediklerimi yaparken kimse kusura bakmasın ama anasını bile siker siyasetin bulunduğu ortam neresi olursa olsun.

he kişi ifade özürlüyse, bir şeyi söylerken amacı gerçekten o konu üzerine konuşmak değil de kendi kafasındaki düşünce yapısını "yalan-yanlış" ve akademik anlamda hiç bir araştırmaya dayanmayan kaynaklarla(hatırat gibi) desteklemeye çalışıyorsa gene kusuruma bakmayın ama selam-sabah alışverişi dahi yapılmaz o adamla.

bak herifçioğlu yazmış "atatürk ün hiçbir zaman seçimle iktidara gelmemesi" diye hemen solda görünüyor şu anda. bu adamı kaale almaktır yanlışların büyüğü. çünkü birazcık araştırsa atatürk'ün "çok partili döneme geçiş" için oldukça azimli ve istekli davrandığını görebilir. hatta hiç araştırmadan "ulan bu adam neden yeni bir imparatorluk ilan etmemiş" diye sorarak böyle bir başlık açmaktan uzak durabilir. ama kalkıp da ben bu adama bir şey diyeceksem katiyen "siyaset konuşma" demem. daha geniş kapsamlı uyarmaya çalışırım "hiç bi konu hakkında konuşmaması" gibi bir uyarı hem insanlık için, hem de kişinin kendisi için çok daha sağlıklı adımlar atılmasına vesile olacaktır.