bugün

esasen türk olmaktır(ya da arkadaşlar gocunmasın türkiye'li olmak diyelim). ama bu noktada bir kıstas var. keman, eğer ki bir arabesk-fantezi şarkıcının şarkısında kullanılmışsa "çoh da iyi, güzel, iyi" olmuştur. ama keman, solo olarak çalınıyorsa(ve özellikle klasiklerden, dünya müziğindenden birşeyler çalınıyorsa) kati surette kullanılan niteleme "gıygıy" olmaktadır.

öte yandan insan ruhuna "ney" sesinden sonra en çok nüfuz eden, tarifi namümkün bir etkiye sebep olabilen keman sesini solo duyduğunda "gıygıy" olarak niteleyen insanlara karşı bir antipati oluşmuyor değil hani.

(bkz: bu da böyle bir tespitimdir)
keman virtüözü suna kan'ın azabıdır.
her millette olduğu gibi bizim milletimizde böyle kültür yoksunları olduğunu görmek için yeterli olabilecek bi tespittir.
maldanadam a fransız ırkını övmesi için fırsat vermektir.

(bkz: eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak)
gıygıy değil de sanki bi kapı gıcırtsı gibi geliyor. hoş bizim millet kapı gıcırtısına bile oynayabildiği için çifte koyan bi tabiyattır.
(bkz: ev hanımlarının dostoyevski okuduğu bir toplum)
inekleri mouuhhh diyen bir millete tabi olmaktan pek bir farkı yoktur.
her çingenenin elinde keman gören milletin kemanı değersiz bir çalgı olarak görmesinden kaynaklanan bir milletin içinde bulunduğu durumdur.