bugün

kemalistler iki sınıfa ayrılır; kemalizm ve atatürkçülüğün arkasına sığınan, beyaz türkler diye adlandırılan kesim, diğeride atatürk en büyük yeahhhh diyen alt tabaka.

alt tabakanın kendisine anca faydası vardır ve kemalist olarak kendi kendilerine; milli bayramlarda facebook profillerine atatürk resmi koyma ve bazı bazı cumhuriyet mitinglerine katılma, ara sıra da ülkesi için içki içmek gibi şeyler yaparlar.

üst tabaka; yani beyaz türkler diye adlandırılan ise; lüks malikanelerinin içerisindeki pahalı koltuklarında oturup alt tabakayı fişeklemek, halkçı gibi gözüküp halkı dışlamak, hor görmek, aşağılamak ve vatan millet laiklik atatürk diye bağırıp en koyu kapitalizm destekçisi olmaktadırlar.

anlıyacağınız; birisinin kendisinden başkasına faydası yoktur, diğerinin ise kendisine zor faydası vardır ve bu halde bile başkalarını küçümsemeye çalışır...
kemalist olanları dinsiz, imansız,kendilerini de muhafazakar milliyetçi zannederek günah işleyen önyargılı yazarın açtığı başlıktır.
(bkz: namaz kılanları tespit eden navigasyon sistemi)
vatanı hainin eline veren %50 den olmamaları dahi en büyük faydadır.

yahudi üstün hizmet ve cesaret ödülü almış olan ve 30 bin dolarlık takım elbiseler giyen orta doğu projesi eşbaşkanına karşı çıkarak elden giden ülkeleri için mücadele etmektedirler.

ancak böyle andavallar geçmişte atatürk'ün verdiği mücadelede de olduğu gibi bağımsızlık yolunda duran at tezeğine batmış bir pürüzden başka bir şey değildir.
gelecek nesillere aydınlık bir gelecek verme çabaları en büyük faydalardır.
yobazlar kadar olmamıştır. bu ülkede tek yapabildikleri şey muhalefet onuda beceremiyorlar. apo ya ev hapsi falan.
harbiden ne kadar özgür bir ülke olduk. yıllardır kemalistlerin bunun için çaba gösterdiği şu duruma geldik ya daha ne söylenebilir. bu kadar rahat düşüncesini (!) söyleyebilen insanları (!) görmek takdire şayan. yalnız şu unutulmamalıdır ki bu beyin yapısıyla bu kulak dolgunluğu bu hayırsızlık bu gerikafalılıkla insanlar nereye gidecekler anlamıyorum. insanları kendi ülkesine çoğunlukla iyi şeyler vermiş olan bir mustafa kemal in arkadasında olan insanlar için bu kadar aşağılıkça bu kadar pervasızca konuşulabilmesi ne biçim bir özgürlüktür. bu ülkeyi 2leştiren, özgürlüklere beyinsizce yaklaştıran, başkalaştıran beyinler nasıl oluyor da gece rahatça uyuyabiliyorlar. medya maymunları bunları kilometrelerce büyük alana yayıp ruhlarını satmaları bu kurtuluş savaşı vermiş zorluklar görmüş kültür mozaiğine dokunmaz diye düşünsek de insanlar tamamen kapitalizmin köpeği olmuş. yazık. şunca düşünülen üzerine çalışılan kültüre yazık. beyinleri ve şereflerini satıp bir insan grubu ne kadar yaşar bunu zaman gösterecek.
tek bir faydaları yoktur.

eğitim, sağlık, yönetim, askeri, sosyal, kültürel, dini alandan tek bir faydalrı yoktur.

bilen varsa gelsin anlatsın bana ama atatürkün ilkeleri andımız gençliğe hitabe nutuk gibi hem sosyal tespit hem de edebi olarak hiç bir anlamı olmayan içi boş ezberleri saymayın...
kıbrıs bile yine, bülent ecevit zamanında alındı

sonrası, birçok ülkeye katkı sağlayan kemalistlerimiz öldürüldü adice sayalım isterseniz (!)
kurtuluş savaşının başlatılması ve kazanılması, cumhuriyetin kurularak saltanatın bir aileden alınıp millete verilmesi ve peşi sıra yapılan devrimlerle çağdaş demokratik laik sosyal bir hukuk devletinin inşa edilmesi...

bir yandan osmanlının borcunu çatır çatır öderken diğer yandan kurulan yüzlerce fabrika,yabancılardan alınarak millileştirilen yüzlercesi daha ve yapılan 4 bin km'lik demiryolu. ayrıca kurulan uçak fabrikası da cabası.hem de cahil yoksul ve savaş yorgunu bir milletle başarılan işler bunlar...

Mustafa kemal sonrası 10 yıllık dilim kazanımların korunmaya çalışılması ve dünya tarihinin en büyük savaşından türkiyeyi koruma gayretidir.yurtta sulh cihanda sulh ilkesi çiğnenmemiş ve insanlık tarihinin en kanlı savaşına türlü tacizler tehditlere rağmen girilmemiştir.yani insanlar çayı üzümle içmiştir ekmeği karneyle almıştır ama çocuklar babasız kalmamıştır.

işte bundan sonrası yani, 1946'dan itibaren adım adım kemalizmin terkedilmesi söz konusudur.dp iktidarıyla hepten yeller eser yerinde durumu hasıl olmuştur.çünkü 1946'dan itibaren tam bağısmzılık ilkesi ihlal edilmiş 50'den sonra ise hepten müstemlekeye çevrilmiştir türkiye.

kemalizm'in kısmende olsa iktidara gelebildiği diğer dönem büyük ortak olarak 61-65 arasıdır.bu süreçte 61 anayasasının da gereği olarak önemli demokratikleşme adımları atılmış,sanayileşme yolunda ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir.1963 yılında gerçekleştirilen 1.beş yıllık kalkınma planı hazırlanmıştır bu plan 15 yıllık bir perspektifin ilk dilimidir.meşhur gap'ın yani güneydoğu anadolu projesinin mucidi bu plandır.ilk adımları bu yıllarda atılmıştır.petkimler tüpraşlar bu yıllarda kurulmuştur.

okumak öğrenmek isteyenler için bu 5 yıllık kalkınma planının detayları aşağıdaki linktedir.

http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/plan1.pdf

daha sonra kemalist düşüncenin iktidara gelebildiği(büyük koalisyon ortağı olarak) dönem 1974 yılı olmuştur.bu süreçte hepimizin bildiği üzere bülent ecevit kucağında bir kıbrıs sorunu bulmuştur.kıbrısta darbe olması ve türklere karşı bu cunda tarafından katliamlar başlatılması sonucu malum olduğu üzere bir askeri harekat yapılmak durumunda kalınmıştır.neticede kıbrısın kuzeyini çekip almıştır türkiye.ve kıbrıs türkü yok olmaktan kurtarılmıştır.bu savaşın öncesinde ise 12 mart döneminde yasaklanmış haşhaş ekimi serbest bırakılmış ve bu haşhaş ekimi nedeniyle abd tarafından yapılan tehditlere karşı da dik durulmuştur.oysa ecevit sonrası milliyetçi(!) cephe hükümetlerinde yine haşhaş üretimine büyük kısıtlamalar getirilmiştir.

bu tarihten sonra özellikle de 1980 sonrası kemalist düşünce hiçbir zaman iktidar olmamıştır.sonrasında iktidar ortağı olan shp,dsp gibi partiler ise bu düşünceyi temsil etmemişler sadece sözde kalmıştır kemalistlikleri.ancak şu söylenebilir, ecevit'in hükümetlerde yer aldığı 1997 ortasından itibaren terörle daha etkin bir mücadele gerçekleştirilmiş ve o döneme kadar 5-6 bin dolayında olan terörist mevcudu 2001 yılına gelindiğinde 1000 civarına kadar düşmüş ve kandile sığınmış hiçbir terör eylemi yapamaz noktaya getirilmiştir.ayrıca yine ecevit döneminde terörün 1 numarası 2 numarası ve bir çok önemli yönetici düzeyindeki militanı yakalanmış ve terör örgütü büyük güç kaybetmiştir.

kamuoyuna yıllardır öcalan'ı abd teslim etti yalanı pomplanır oysa öcalan suriye'de rahat rahat yaşarken ve terörü yönetirken türkiye'nin suriye'ye 'öcalan'ı teslim et ve terörü desteklemekten vazgeç' biçimdeki çıkışı ve açıkça savaşırız tehditi hiç söylenmez gözlerden kaçırılmaya çalışılır.suriye tırsmıştır öcalan'ı sepetlemiştir.öcalan abd emperyalizmi tarafından oradan oraya kaçırılmıştır.rusya,italya,yunanistan,kenya gibi.sonunda türkiye ırak ambargosunu kaldırma tehditini yapınca ki 15 şubat diye hatırlıyorum ırak başkan yardımcısı tarık aziz ankaraya gelmiştir ve paçası tutuşan abd(zira birkaç yıla kalmaz ıraka saldırmayı planlarken ırak'a uygulanan ambargonun delinmesi abd'nin hiç işine gelmeyecekti) 2 gün sonra abd apar topar kenyadaki öcalanın yerini ötmüştür türkiyeye.(asılmaması şartıyla) işte ecevitin dolayısı ile kırıntıları kalmış olsada kemalist düşüncenin son faydası bu olmuştur türkiyeye.

2002 yılından itibaren çoğunluğu 1923-38 arası olan o faydalar birer ikişer yok edilmiştir akp tarafından.tüm önemli kurumlar fabrikalar haraç mezat yabancılara ve yandaşlara peşkeş çekilmiştir,dış politikada ülkenin kazanımları,kırmızı çizgileri yerle yeksan edilmiştir.ayrıca terörün yeniden hortlaması sağlanmıştır.özetle türkiyenin truva atı olan akp türkiyeyi bölme parçalama kalan kısmının da rejimini değiştirme çalışmalarını 10 yıldır sürdürmekte.yani 23-38 arası beyazsa 2002-2012 arası siyahtır tükiye için. 1938 sonrası taa 24 ocak 1980'e kadar ki süreç adım adım beyazdan griye koyu griye geçiştir.80 sonrası özellikle darbe ile birlikte de akp gelene kadar ki süreç siyaha adım adım geçiştir.