bugün

sokak çocuğu derken öyle it uğursuz, ibne homoseksüel falandan bahsetmiyorum. mahalle arasında yaşanan arkadaşlıkların ürünü veletlerdir kastım.

var bu adam bi kere. bunu kabul etmek zorundayız. yoksa böylesine mükemmel kavga efektleri nasıl kendiliğinden varolabilirdi haciyiko? bunun için evde çalışılır bile bazen. hangimiz zamanında bir burus li, bi van daym, bi malkoçoğlu, bi raki değildik ki? tabi bu kahramanların dövüşler esansında çıkardıkları bazı sesler oluyor haliylen. işte bu itte kahraman sanıyo kendini ya zannediyo ki her şeyim tastamam bi efektlerim eksik amuğa koyum... velet zekası işte.

mahalle çok manyak bi ortamdır. samimiyetsizliği kaldırmayan girift bi yapısı vardır kendi içinde. işte bu samimi ortama sentetik, fitne fücur efektleri sokmasıyla bi kere benim kınamamı hak etimştir kendileri. gel gelelim gösdterdiği medeni cesaret takdire şayandır ancak biz gene de takdir etmeyelim. oracıkta sikmeye kalkar şımardı mı. uzaktan kavgayı izleyip izleyip gülmemize bakalım hacıyiko.

bu herif her vuruşunda "dırş dırş" diye sesler çıkarır efekt baabında. ama öyle şakasına kavga, hafiften avkalama, örseleme, güreş, eşşek şakası falanda değil düpedüz gerçek döğüş esnasında dırşlar. eğer elinde bi alet edavat varsa odun gibi misalen "bufkuğğaa" diye bi ses verir yerli yersiz. ha bak bu eski türk filmelerinde de vardır. ferdi tayfur'un dayak yediği sahnelerin vazgeçilmez efektidir.

ferdi ağbimiz gene dayak yiyiyor mahalle efradının piç delikanlılarından bi keresinde. bazıları odunla bazıları yumrukla girmişler hıyara. en sonunda yere kapaklanınca da tekmeyle üstüne çıkıp bağırsaklarının amuğa goyuyolar. dikkat ettim. ferdi ağbimiz nasıl bi maddeden yapıldıysa odunu yiyince de aynı ses, yumruğu yiyince de aynı ses yerde tekmelenince de aynı ses... hep "buffkuuğaa".

mahalle arası piçinin feyz aldığı kötü adamlar bu ferdi ağbimizin bokunu sıcak asfalta seriveren baba katilleri. yapmayın çocuğum, yapmayın evladım çıkarmayın şu sesleri artık. yapacaksanız bile yeni sound arayışına girin. yeni yeni aranjörlerle temasa geçin. ozan doğulu'yla çalışın olmadı ama şu "ırşş dırş"'a bi son verin derhal...
(bkz: kultigin)
bir de rakibe vururken ağızdan çıkartılan ''dıkş'' efekti vardır ki ne olduğunu, nereden çıktığını ben çözemedim.
Vurduğundan daha çok şiddet içeren "çıkardığı efektle", seslerinin oktav gücüyle hatırlayacağımız kişilerdir. Çok fazla icraat'ı olmayıp, zayıf yönlerini "sesleriyle" kapatmaya çalışırlar. Bu tür de insanlarla herhangi bir konuyu tartışmanız mümkün değildir, çünkü tartışmanın orta yerinde sıkılıp bağırıp-çağırıp haklı pozisyona geçmeyi isterler.
Çocukluk dönemlerini "külhan beyi" edasıyla ona buna bağırarak geçiren bünye, büyüdüğünde de bu özelliğini biraz değiştirirek, biraz geliştirerek sürdürür, kendi bağırtısının, sesinin şiddetinden, "çevreden gelen sesleri duymaz", bildiğini okumaya devam eder... Geldikleri "mevkii" ne olursa olsun, nasıl bir çocukluk dönemi yaşadıklarını az çok şekillendirebiliriz kafamızda. Çünkü onlar Başarısızlıklarını, beyni ile, zekası ile değil seslerinin yüksekliği ile aşabileceklerini sanmaktadırlar "hala". (bkz: RTE)
hele birde kursunu sikarken "dikksiiyn" efekti verilir ki dehsete duserim. vay babayi ulan! ilkokula gidiyosun elinde 9mm ne is? onu da gectim efekt noluyo lan?
görüntü var ses de var diyen çocuktur.
gameboy, atari gibi oyunları sürekli oynadığında bu çocuk sokakları street fıghter sokaklarına benzetir, atari içinde yaşar sanki ve kavga esnasında kah aduket çeker, kah uçan tekme atar bir yandan da ağzından tükürükler kaçırarak çat, çut diye sesler çıkarır. dayak yerken yavaş çekimle düşmeye çabalar.
hayatımıza genellikle japon karate filmlerinden girip bilinç altımızda yeretmiş duyguların dışa vuruşudur.