bugün

bir habervaktim yazarının, russian institute etkisiyle yazdığı yazı.

bir güruh düşünün; aklı sürekli sekste... sürekli başkalarının vücudunda göz gezdiren, onların kendi vücutlarıyla ne yapabileceğine bile karışan, hayal dünyasında herkesi ve her şeyi cinsellik olarak düşünen ve bunun için bir de üzerine maaş alan...

dedim ya russian institute kafası; devlet yurtlarında kantin ve bahçe dışında ortak kullanım alanı yoktur ama bu arkadaş olduğunu iddia etmiş.

bir de üstüne; kadının yapabileceği sporlar seçilmeli demiş: yanlış, senin zihniyetine göre kadın; çocuk doğurur, ev işleri yapar...

karma olmadığı halde, karma koridorlar her şeye müsaitmiş; senin gibilerle aynı binada kalan kadına acıdım yemin ederim.
link; http://www.habervaktim.co...lar-ciplak-sporcular.html

hatta linke tıklayıp, şunlara para kazandırmayın. buyurun o sapık zihniyete ait yazı;

--spoiler--
Laik ve Atatürkçü takım, YURTKUR’a bağlı kız-erkek karışık yurtların birbirinden ayrılması için başlatılan çalışmalardan rahatsız olmuş. CHP adındaki parti bu konuda soru önergesi bile vermiş. Ne âlâ. Onların rahatsız olmaları iyiye işaret. Zira onların rahatsız olduğu şeyler, manevî değerlere uygun demektir.

Düşünün, vatandaşlarının çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede kız-erkek karışık yurtlar var. Aynı koridorları kullanıyorlar. Her şeye müsait anlayacağınız. Bu terbiyesizliği önlemek millî bir görev idi. Bu terbiyesizliği yapanları, yani bu uygulamayı ilk defa ülkeye sokanları hepimiz biliyoruz.

Karma okullar, karma yurtlar, karma köy enstitüleri milletin ahlakını bozmak, milleti sapıklaştırmak, kısaca milleti gâvurlaştırmak için kurulmuştu. Vaktinde milleti gâvurlaştırmak için yapılan faaliyetler sonlandırılmalı ve milleti Müslümanlaştırmak için yeni faaliyetler başlatılmalıdır.

MEB’in yeni direktörü bu konularda hassas bir Müslüman’dır. Ömer Dinçer gibi gereksiz şeylerle ilgilenmeyip karma eğitim gibi bir kepazeliği düzelteceğini ümit ediyoruz. Karma eğitim bu millete yapılan en büyük hakaretlerden biridir.

Pek çok Hristiyan ülkesi karma eğitimin yanlışlığını görüp kız okulları açarken Türkiye’nin hâlâ bunda ısrar etmesi, kuruluş yıllarında başlatılan islâm’ı bitirme operasyonunun bir devamıdır. Bu zihniyet artık eskimiş, pörsümüş ve yok olmaya mahkûm olmuştur. Karma okullar acilen lağvedilmeli ve kız orta okulları, kız liseleri yeniden tesis edilmelidir. Hatta iHL’lerin de bu konuda sıkıntıları var. Eskiden olduğu gibi kızların ve erkeklerin binaları tamamen birbirinden ayrılmalıdır.

Gezi zekalılar cemaat evlerine karşı çapulcu evleri için harekete geçmiş. Bu evlerde komün hayatı olacakmış. Her şey ortakmış. Galiba karma olacak. Kız-erkek karışık olacakmış. Tabii onlar için cinsel ayrımcılık yasak. Anca beraber kanca berabermiş. Toplu yaşayacaklarmış. Onlara tek diyeceğim şu: Gelin Allah’ın ipine sarılın, kurtuluş ancak bu iptedir, başka iP’lerde değil.

Atatürkçü ve laik tayfa, spor konusunda da endişeliymiş. Başbakan’ın kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı olimpik havuzlar açılmalı tarzındaki sözleri, onları çıldırmışa benziyor. Bu bile sıkıntılı. Kadınların yüzme havuzlarına gitmeleri, hamama gitmeleri gibi sıkıntısız olmayabilir.

Spor konusunda da bir şeyler yapılmalı. Bayan sporcuların kıyafetleri yeniden düzenlenmeli mesela. Bu konularda da Lozan dayatmasına itibar edilmemeli. Lozan’ın son kullanma tarihi bitmiştir. Bizim Millî Misak’ımız Pekin’den Viyana’ya kadardır. Dolayısıyla Lozan’da şifahi olarak sözleşilen “kadınları soyma” ahdi feshedilmelidir.

Suat Kılıç’a bu konuda çok şey düşüyor. 1701 Alp Arslan’ın Malazgirt’e gitmeleri Ermeni ve Bizans çocuklarını rahatsız etti. Bu iyi bir gelişme oldu. Onların rahatsızlığı bizim rahatımızdır.

Dediğim gibi bayan sporcuların kıyafetleri yeniden düzenlenmelidir. Bazı spor dalları sadece erkeklere ayrılmalıdır.

Bayan voleybol oyuncuları, bayan atletler adeta çırılçıplak. Müslüman bir kadın bu şekilde voleybol oynayamaz, koşamaz. Edep, bu kadar saf dışı edilmemeliydi. Aynı şekilde basketbol olsun tenis olsun, bayan sporcular uryan vaziyette. Bayanların voleybol ve tenis müsabakalarını izlemek için edebi, hayayı bir tarafa atıp yüze teneke çekmek gerekir. Edep ya hû!

Bayanların hangi sporları yapacakları, hangilerini yapamayacakları tespit edilmeli. Tabii ki Müslümanlar için söylüyorum. Harbî ve Zımmîler için söylemiyorum. Herkes üstüne alınmasın!

Bir bayan için atletizm uygun mudur? Yarı çıplak kadınların koşması, yarı çıplak kadınların şampiyon olması Müslüman Türkiye’yi yüceltir mi? Sadece kadınlar değil elbette. Erkek güreşçiler de çırılçıplak. Edepli bir ata sporunu edepsizleştirmeye kimin hakkı var? ipler gâvurun eline verilirse ancak böyle olur. Önce kendi federasyonlarımızı kurmalıyız. Kendi kurallarımızı belirlemeliyiz. Sonra putperest Yunan kültürünü yaşatmak yerine, ata sporlarımıza ağırlık vermeliyiz.

Türkiye spor alanında bayanlar voleybol, bayanlar tenis, bayanlar basketbol, bayanlar yüzme takımları ile değil; okçuluk, binicilik ve güreş takımları ile bilinmelidir.

Ey benim okuyucularım. Biliyorum yukarıda yazdıklarımla beni hedefe koyacaklar. Fakat nereye kadar susmalı? Artık her şeyi konuşma zamanı gelmedi mi? Yanlışlardan gelecek tepkilere bakarak doğruları söylemekten vazgeçemeyiz. Birileri elini taşın altına koymalı. Herkesin bir görevi vardır, vesselam !

Allah’ın Emirlerini Boykot Edenlerin Vay Hâline !

Allah’ın emirlerini boykota çağıran sapıklar çoğaldı. Bir küçük yorum da onlar için olsun!

Adamın biri Hacc’ı boykot etmekten filan bahsetmiş. Aslen Karamanlı olmayan bir Prof. da onu desteklemiş. Allah, Hacc’ı emrediyor, bu vatandaşlar da boykot edin, diyor. Allah’ın emrine uyana Müslüman denir. Diğerlerine uyana ne denir, onu da siz söyleyin?
--spoiler--