bugün

HAkikate işaret eden mesnevi kıssalarından biri...

-
Hintliler karanlık bir ahıra bir fil getirip halka göstermek istediler. Hayvanı görmek için o kapkaranlık yere bir hayli adam toplandı. Fakat ahır o kadar karanlıktı ki gözle görmenin imkânı yoktu. O göz gözü görmeyecek kadar karanlık yerde file ellerini sürmeye başladılar.

Birisin eline kulağı geçti, “Fil bir oluğa benzer” dedi.

Başka birisinin eline ayağı geçmişti, dedi ki: “Fil bir direğe benzer!”

Bir başkası da sırtına dokunmuştu. “Fil bir taht gibidir” dedi.

Herkes neresine dokundu, nasıl sandıysa fili, ona göre anlatmaya koyuldu.

Onların sözleri, görüşleri yüzünden birbirine aykırı oldu. Birisi dal dedi, öbürü elif.

Herkesin elinde bir mum olsaydı sözlerindeki aykırılık kalmazdı.

Duygu gözü ancak avuca, ancak köpüğe benzer, avuç bütün fili birden kavrayamaz ki!

Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka!

Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen!

Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete getirir.

Fakat sen ne şaşılacak şey, köpüğü görüyorsun da denizi görmüyorsun…

(Mevlâna Celâleddîni Rûmi)
-