bugün

Radyasyon ve saz arkadaşları.
Babam Akut Miyoleid Lösemi. 21 ay önce MDS yani Myelodisplastik Sendrom ile başladı yolculuğumuz. Doktorlar 6.5 ay ömür biçmişti. %15-20 arası olan MDS 3-4 ay içinde azalmıştı. Sonrasında %1-2 seviyesine gerilemişti. Ama şimdi %30-32 Akut Miyoleid Lösemi. Son 1 ayda sıçrama yapmış %1-2'den 30-32'ye.
Ağır, çift doz kemoterapi gördü 1. kürde. Belki yaşayacak belki ölecek bilmiyorum. Enfeksiyonla savaşıyor şu an. Ancak şu süreç boyunca, açık ve net diyebilirim ki babamda Nar Ekşisi çok işe yaradı.

Markette satılanlar değil. Köylülerin yaptığı, gerçek nar ekşisi. Tesadüfen kemoterapiden sonra tatsız tuzsuz yemeğe lezzet katması (babam nar ekşisini çok sever), yemesi için dökünce "ferahladım oğlum bunu içince" diyince fark etmiştik. Limon, hastalığı sebebiyle alerji yaptığı halde nar ekşisi allerji yapmamış ve düzenli olarak (günlük yarım çay bardağı ile 1 çay bardağı arası) yemeklerde kullanmıştı.

Şahsi fikrim, aşırı dayanıklı bünyesi yanında nar ekşisi de etki ettiğini düşünüyorum. Babam MDS döneminde, tarlada çapa yapıyor çardağın altına 25-30 mtkare yere beton bile döküyordu. Ne enfeksiyon oldu ne de güçsüz. Bu vakte dek geldik.

Benzer durumu demir eksikliği yaşayan büyük oğlumda uygulamıştır. Salatanın suyunu sevdiği için nar ekşisi dökerek içirmiş ve demir eksikliği düzelmişti.

Kendim de, evde nar ekşisi bitince tüketmeyi bıraktığım dönemde ağır grip (muhtemelen korona) geçirmiştim. Bu olaydan sonra tekrar tüketmeye başladım ve 17 aydır grip, nezle yüzü görmedim. Korona olmadım.

Şahsi fikrim, ar ekşisinin kan ve bağışıklık sistemi konusunda çok etkili olduğuna eminim.

Bilimsel mi bu söylediklerim ? Değil tabiki. Bu yüzden öneri olarak söylemiyorum. Sadece başımızdan geçeni anlattım. Uygulayıp uygulamamak size kalmış.
seks tir
Kansere moral iyi geliyor. istersen her gün ekmek ye değişen pek bir şey olmuyor.

Rahmetli annemde 5 sene boyunca denemediğim yöntem gıda kalmadı hepsi hikaye. Moral motivasyon ve neşe lazım. Stresten uzak bir yaşam olması gerekiyor o da günümüzde çok zor.
En önemli etkenin, sevgi, moral olduğu tartışılmaz olsa da, sağlıklı beslenme, temiz hava, huzurlu ve morali yüksek bir ev ortamının sağlanması da çok önemlidir.

Özellikle, kemoterapi safhasında, her şeye on kat daha dikkat etmek gerekiyor.

Annemin kemoterapi sürecini bolca içirdiğimiz kefir, ayran ve yoğurtla atlattık.
Biraz da meyve.
Zaten başka hiçbir gıda vermemiz mümkün olmadı ne yazık ki...
Evet kilo verdi hem de epeyce ama güçsüzleşmeden.

Özellikle evde mayaladığımız kefiri ha babam de babam dayadık kadıncağıza.

Kemoterapi sürecinde onkoloğun sıkı sıkı tavsiye ettiği üç besinden uzak durduk.
Nar, greyfurt ve kivi.

Annem şu an iyi şükürler olsun, rutin kontrollere gidiyor belli aralıklarla.
Zor ama çok zor bir süreç, hem hasta hem de hasta yakınları için...
Ama umutsuz olmaya, moral bozmaya asla yer vermeyin.
Her gün umutla uyandık, sevgi ve şefkatle sardık anacığımızı...

Allah, bu süreci yaşayan her hasta ve hasta yakınının yar ve yardımcısı olsun.
Şifalar diliyorum.
zerdeçal baharatı.
en çok hindistan'da kullanıldığı için kanserden ölen kesim çok az.
Hollanda’da yaşayan genç türkler arasında yayğın kanser olması sebebiyle bir araştırma yapıldı.

Araştırma sonucunda derin dondurucuya konulan besinlerin sebeb olduğu ortaya çıktı.
Her zaman taze sebze yemeye dikkat edin...
Günlük yarım çay bardağı (ev yapimi)sirke tüketin...yemeklerde dogal zeytinyağı, karabiber ve zerdeçal kullanın...
Hergün yürüyüş yapmayı unutmayın...
Geçmiş olsun.

Herkese sağlıklı günler...