bugün

vardır efem böyle enteresan insanlar.odun taşır kömür taşır, her taraf batar, kül pislik olur, duman tüter is olur ve sadece o oda ısınır. kaloriferli eve geçince o çile biter. hem temiz, hem her yer sıcak. konfor budur. ama bu mazoşist "ya şimdi bir soba olucaktı başında dikilicektik kestane atcaktık" der adamı dumurdan dumura sürükler. manyak mısın be adam.
nostaljik mazoşist kişisidir.
sobanın sadece evi değil insanın içini ısıtan büyüsünü bilen insandır. soba üstü kestane kebap yapmayı da özleyen insandır hemide.
metrobüsü eleştirirken de "ulan 85'ler ne güzeldi, binyorduk bakırköy'den, 1.5 saat uyku. ohh valla, misti. nerede şimdi, uykusuz kalıyorum abi" diyen adamdır. *
sobasını özleyen değil sabalı dönemdeki yaşanmışlıkları özleyen mazoşisttir kendileri. *
canı kestane istemiştir.
doğal gaz faturasını gördükten sonra götü yanan mazoşisttir. fatura az gelsin diye doğru düzgün ısınamamaktadır.
fakirlik fukaralık insan yaşamında imkanların değişmesiyle geçici bir dönemdir aslında ama ,

türkiyede fakirlik fukaralık kesinlikle bilinçli bir tercihtir. insanlar bu yaşam tarzını bilinçli olarak kendilerine yakıştırır, bilinçli olarak tercih ederler. ve bundan mazoşistçe bir zevk alırlar.

adam 650 tl maaş alır, evlenir karıyı çalıştırmaz, annesiyle babasıyla otururur, tek çocuk yetmezmiş gibi 3 tane de çocuk yapar, ev olur 7 kişi. ve neyimiz eksik der. işte bu kafa, kaloriferli eve geçince sobasını özleyen mazoşist kafadır. madem kestane özledin, at teflon tavaya pişsin be adam. canın süt isteyince de balkonda inek mi beslicen!
doğalgaz faturası götüne girdikten sonra sobasını özleyen insan kişisidir. Hem kurum lekesi bile insani bi duygudur. çok güzel bıyık çizilir. hem nereye kadardır hiç birşeye elini sürmemek.
evi odun kömür boku batırır, tutuşturma anında her taraf leş gibi duman olur, tüm çekilen cefaya rağmen evin sadece o odası sınır diğer odalara geçerken paltonuzu giyersiniz, hele ki banyo ya da zıçma eyleminde bokunuz donar, ters bir rüzgar esme durumunda ailece mefta olma durumunuz vardır. yangında çıkabilir.

içine tükürme, çöp yakma gibi sadistçe eylemler ya da patates, çay demleme gibi eylemler için soba gideri olan odaya bi şömine yapılıp o zevkler o şekilde tatmin edilebilir. şömine çok maliyetli bir olay değildir. ısınmak için kalorferin konforuyla soba kıyaslanmaz.
evin içinde top oynarken, annenin hayır duaları eşliğinde topu sobaya yaklaştırmamak için türlü sergenlikle yapıp, en sonun plastik top sobaya değip olduğu yere pısınca annenin ' ben demiştim ulan pezemenk' sözlerine karşı boynunu eğip sobanın önüne pısıp, bu sefer de közlerle oynayan deli lavuktur .

siz bilmiyorsunuz o közlerle ayağını yakar, halıyı yakar, sonra çaydanlığı getirir galatasaray maçının saatine kadar çayı yavaş yavaş demler, ödevinin sobabının önüne uzanıp yapar, radyosunu alır sobanın arkasına soğuk zemine geçer , ulan harbiden mazoşist .

ne yazık ki 'kombi' topu patlatmıyor hacım , bu dönem yeni sergenler yetişmez .

edit: kalorifer petekleri hiç patlatmıyor zaten .
sobayı çocukluğuna ait bir imge olarak hatırlayan, dolayısıyla sobasına olan özlemi aslında çocukluğuna olan özlemi olan insandır.kişi sobanın daha kullanışlı olduğunu ya da odayı daha çok ısıttığını iddia etmemekte, sadece çocukluğundaki mutlu mesut günleri hatırlattığı için özlemektedir.
evde kardeşiyle kudururken kafayı peteğe kösüp nar gibi yarmamış, ama sobaya elini sürüp cız bız yapmış insandır.
yanan sobada okula giderken giyeceği gömleğini ısıtıp öyle giymiş bu ısıtma eylemi sırasında gömleği yeni yakılmış sobanın üzerinde unuttuğu için 3-5 gömleğin de ağzına zıçmış insandır.