bugün

insanlık tarihinin gerçeğidir. kadınlar, erkekler tarafından ezilmişlerdir. ve ne acıdır ki halen eşine zulmeden cisimler vardır.
bir insanın diğer insandan hiçbir durumda üstün olamayacağını , hepimizin içinde aynı yaratıcının nefesinden bir parça olduğunu , hepimizin aynı sebeple bu dünyaya geldiğimizi unutmuş biz insanların içine düştüğü durumdur.
kadınların uydurduğu bir yalandır.
Normaldir güçlü zayıfı her zaman ezer geçer. Kadınlar çoğu haklara dahi 20. Yüzyıl gibi geç bir dönemde sahip olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda Arabistan'da kadının insan olup olmadığı tartışılıyordu. Tamam kötü bir örnek ama yaşanıyor bunlar. 20. Yüzyılın başlarında Avrupa çok farklı değildi. Artık kadınlara gereken değer ve haklar tanındı.
(bkz: Mary Whiton Calkins) zulmün en büyüğü bu kadına yapılmıştır. Harward üniversitesinin rektörü, kadın olduğu için doktora tezini kabul etmemiştir. Üstelik 'şimdiye kadar gördüğümüz en kaliteli doktora tezi' dedikleri halde. William James, o koca yürekli adam bu kadının elinden tutmuş, her konuda desteklemiş, derslere girmesini sağlamış (rektörle mücadele etmiş) ve bu kadının ABd'nin en büyük filozof/psikologlarından bir olmasını sağlamıştır.

calkins, koç burcudur, heyt bee... koçlar ezilmeyi kabul edecek...var mı böyle bir dünya...

bu kadınla ilgili bir kısa film senaryosu yazıyorum. henüz kafamda yazdım, yazıya dökmedim. ama dökeceğim..

https://en.wikipedia.org/wiki/Mary_Whiton_Calkins