bugün

ismet Özel duruşudur. Belediye imkanlarıyla sağda solda konferans, söyleşi adı altında keseyi dolduranların, eyyamcıların, jöleli saç sahiplerinin asla ulaşamayacağı bir makamdır. Kibir, kendini beğenmişlik değildir. Dosdoğru sözü olan, minnet duymayan bir ruh halidir. Ömer Seyfettin'in diyet hikâyesindeki Koca ali'dir, Pembe incili kaftandaki Muhsin Çelebi'dir.
"Edebiyat alanı benim yetiştiğim yıllarda nisbi bir bağımsızlığa imkân veren nitelikteydi. Yani bir insan olarak varlığını tebarüz ettirebilmek için kimse kişiliğinden taviz vermek zorunda kalmadığı gibi edebiyat alanında hesaba katılabilir bir seviye gösteren her çalışma kendini gösterebiliyordu.

Ben kendimi şair sanarak değil, şair olmanın gereğine inanarak ve şiirin gereğini yerine getirmeksizin bu alanda gerçek bir çalışma yürütülemeyeceğini kabul ederek işe koyuldum.

Bu hazırlığı da doğuştan getirmedim, dünyadan aldım. Hazırlığımın, bugün de beni ayakta, aklı başında tutan hazırlığımın özelliği ikidir: Kadirşinas itaatsizlik ve tevarüs edilmemiş asalet."
ismet Özel'in 03 Kasım 2012 tarihli yazısından bir parça. Terör örgütü liderinin muhterem sıfatıyla el üstünde tutulduğu günler. ismet Özel'in kadirşinas itaatsizlik ve tevarüs edilmemiş asaletinin en güzel örneklerinden biridir şu yazı :

"Millete lâf anlatmanın benim işim olmadığını düşünürdüm. Şiire emek vererek şuurumu koruma altına alma cehdi bana göreydi. Cehdim meyvedâr oldu. Ben Türk milletine lâf anlatabilmek için hususi bir dil kurmaktan Allah bana ihdida nasip eder etmez şuurlu bir kararlılıkla imtina ettim. Haddimi zorlayarak “beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım” ukalâlığı dâhilinde yalvardım. Kefaretin ağırlığından şikâyetim yok. Bugün sadece hatırladığım ve hatırlatmak istediğim hususlar üstünde duruyor ve diyorum ki, başsızlığın tarih içinde Türk milletine getirdiği ikinci büyük kötülük “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” denilmesidir. Millete lâf anlatmak pahasına sözümü, sesimi, duruşumu olduğundan farklı göstermeyeceğim. Ben bana dokunmasın diye vaktimi yılana sıçan temin etme işine hasretmeyeceğim. Geçene kadar ayıya dayı dememek için o köprüden geçmeyeceğim. işimi köprüsüz yoluna koymanın imkânına tâlibim. Ömrüm bana Allah’tan başka dost olmadığını öğrenmeme yardımcı oldu. Allah’tan başka şahit aramıyorum. Köprü beni “öte yaka” insanı haline getirsin diye var. O köprü ben namusumdan, haysiyetimden, şerefimden ve Allah katındaki dinden mahrum kalayım diye inşa edildi. Fethullah Gülen Türkiye’ye dönse de, dönmese de (dönemese de) vaftiz olmayacağım. Her gün, her gece Allah’ın beni Müslüman olarak öldürmesi için, imân üzre öleyim diye dua ediyorum. Her gün, her gece bir kâfir bile öldüremeden öleceğim endişesiyle kıvranıyorum. Türklüğümün kendime gömülmüş olması şikâyeti beni sıkboğaz ediyor.

Millete lâf anlatamam. Kaç kişiysek, millete lâf anlatamayacağız. Milletin dinle, diyanetle bir derdi yok. Herkes geçim derdiyle meşgul. insanlar başlarını gözlerine kestirdikleri şeylere para yetiştirme endişesinden alamıyor. Türkiye’deki en etkin ve yaygın din “geçim derdi dini”. Globalizmin, küreselliğin dayattığı moda artık bu. Bundan başkası fasarya. Geçim derdi dininin en bilinen ibadet şekli “şimdilik böyle” veya “bugünlerde böyle” tarzında tezahür ediyor.

Sebebi ne olursa olsun modaya uymayan kaç kişiysek aklımızı başımıza alalım, olanca aklımız, olduğu, kaldığı kadar başımızda toplansın. “Türkiye Gerçeği” diye bir şey sahiden var ise, bu sahi ve yalın gerçek sadece ve sadece dine taalluk eder. Tercih sizin, bizim, onların, herkesin hepimizin. Sual umuma mahsus: Allah katındaki din içinde misin? Yoksa modadan vazgeçemiyor musun? Kendi hayat sahaları olarak Türkiye’yi seçmiş insanların bir dine mensup olup olmadıkları, onların her bakımdan yerlerini anlamamızı mümkün kılan ilk husustur. Eğer mensup iseler, ikinci husus olarak onların mensup oldukları bu dinle bir alâka kurup kurmadıklarına bakarız. Ahali din diye bildiği şeyle hangi nispette olursa olsun bir alâkadarlık kesbetmişse, bu alâkadarlık bağının sıklığına, sıkılığına bakarız. Hangi mânâda alırsanız alın “din” dışında bir gerçekliğin Türkiye’de yer edindiği zannına kapılan partiyi kaybedecektir. Voliyi vurmak istiyorsanız dine oynayacaksınız. Çünkü bütün numara din sahasında dönüyor. Leküm diniküm ve liye din."

Yazının tamamı için kaynak :
http://www.istiklalmarsid...i.aspx?YID=708&KID=48
görsel