bugün

geek mitolojisinde evreni gogleplexlerce satır kodla yaratan tanrı. gayet buglı bir evren yarattığını ve her daim düzeltmekte olduğunu söyler. ayrıca "kodlamalı tasarım" konusunun ders kitaplarında akıllı tasarım ve evrim teorisi konularıyla bir arada öğretilmesi gerektiğini savunduğumdur. zira bu inanışa göre javagod herşeyi olduğu gibi, canlıları da "bir dirhem koddan" yaratmıştır, ve türkiye'de de az da olsa bir inanan kitlesine sahip olduğundan demokrasi gereğince bu görüş de öğretilmeli/okutulmalıdır.

(bkz: kodlamalı tasarım)
"javac!" dedi, ve yaratti..

librarylerini surekli up-to-date tutan ulu varlik.

evrimlesme surecindeki indeksi (x) olan canliya, (x-1) indeksindeki canlinin ozelliklerini inherit ettiren tanridir. ayrica degisik kosullarda, seleksiyonu saglamak amaciyla package altindaki birbiriyle iliskili her class a, bazi bagintili metodlar vermistir.
"javagod sıkılmıştı, kendini ifade edemiyordu, bu yüzden javac! dedi. şimdi javagod yaratımına başlayabilirdi.

sonra 3-d packagelarını yarattı, onun üstüne bir de time listenerları ekledi. 3-d packageları ve ilk yaratımın eseri olan low level listenerlar birleşince hep birlikte javagod'a kulak verdiler (ki listener ismi de buradan gelmiştir aslen) ve birlikte devinmeye, tepinmeye, yumalanmaya ve büyümeye başladılar. işte, evren böyle yaratıldı.

gel zaman git zaman, evren, kontrolsüz şekilde büyümeye ve büyük kutsal işlemciyi zorlamaya başladı. artık evren bir takım kurallara tabii olmak durumundaydı.

ilk global class, evren classının üstünde varlık buldu, javagod bu class'a belirli limitleri static final olarak atadı ve evrenin geri kalan safhasında bu değerlerden yararlandı.

lakin, evren büyüdükçe kontrolü de zorlaşmaya devam etti. ilk hatalar görülmeye başladı. javac, javagod'dan aldığı sözleri evrene aktarmakta başarılıydı, ama evrenin dediklerini javagod'a aktarma yetisine haiz değildi. bu ilk hataları düzeltmek için javagod cavaj! dedi, ve ilk java decompiler ortaya çıktı.

artık evren ve javagod iki yönlü bir şekilde çalışabilirlerdi.

zaman geçti, yüce system clock sayısız kez osile oldu, sinyal gönderdi. cavaj, elçiliğini iyi yapıyordu yapmasına da, içinde bir itilmişlik duygusu vardı. her zaman daha fazla iş yapıyordu, ama ikinci kutsal varlık olduğu için javagod'ın gözünde javac kadar değerli olmadığını düşünüyordu.

.

ilk insanın yaratılmasından sonra, insan, javagod'ın sırlarına haiz olmaya başladı. ama javagod'ın yaratımlarını tam anlamıyla çözemiyorlardı. ikinci plana atılmanın hüznü öfkesine dönüşen cavaj, insanlarla anlaşma yaptı ve javagod'ı beklenmedik bir şekilde sırtından vurdu! artık, insanlar cavaj'a biat ederek javagod'ın yaratımlarının sırlarına erişebilecekler, hatta daha da kötüsü, onları manüple edebileceklerdi. işte, ilk hackerlar böyle ortaya çıktı"

-alıntı, kutsal kahve kupası ve silikon şövalyeleri, danyal liyang.