bugün

büyük kentlerden birinde yaşıyorsa diğer birçok insana göre şanslı insandır. trafik görmez, yol çalışması bilmez, ışık-lamba derdi yoktur, servis kaçtı lan diye korkmaz. iş çıkışı eve gitmek gözünde büyümez hiçbir zaman.

beylikdüzü'nde oturup dudullu'da çalışan insanlar biliyorum. onlar gene şanslı her gün 3 vasıta değiştirip işe yetişmeye çalışmak zorunda olan bedbahtlar var bu ülkede. bu gibi arkadaşlar için zincirlikuyu şişli arası metrobüs yolu onarımı gibi haberler çok önemli haberlerdir. bu çilekeşlere sen kansersin demekle sizin hatta çalışma varmış demek aynı etkiyi yaratır.

eğer büyük kentlerde yaşıyorsanız ve etrafta mutlu mesut insanlar görüyorsanız şaşırmayın, onların evi iş yerine 5 dakika mesafededir.
dünyanın en şanslı insanıdır.*** annesi kadir gecesi doğurmuş da diye biliriz. son model mercedes kadar lüxtür o kadar diyim. trafik derdiniz olmaz, ıslanmazsınız, üşümezsiniz, ayakkabınız eskimez, kalın montlara ihtiyaç olmaz. kadınlar için saç hiç bozulmaz. öğlenleri git işini yap. yani süperdir be.
yürüme mesafesi? kime göre neye göre?

(bkz: usain bolt a göre yürüme mesafesi)
(bkz: cüceye göre yürüme mesafesi) *

işportacılara göre nasıl oluyor? tüm bu soruların cevapları az sonra burada, bizden ayrılmayın!
Dünyanın en şanssız insanıdır. Hele hele çalıştığınız yer 24 saat çalışan bir fabrika ise tamami ile ayvayı yemişsinizdir. fabrikadaki her sorunda her eleman ihtiyacında ilk akla gelecek olan isimsinizdir. Eve gelirsiniz üstünüzü değişir yemeğe oturursunuz. içinizden bu yemekten sonra küçük çocuğunuzu tatlı niyetine yemek geçerken bir telefon gelir. Patron yada müdür artık hangisi ise " oğlum bak sen arslansın sen kaplansın, fabrikada şöyle şöyle bir durum varmış sen yakınsın hadi bir bak " diye tüm hayallerinizi yıkar. Aynı şey pazar sabahları,bayram sabahları vesaire içinde geçerlidir.
sabah otobüslerde yaşanan keşmekeşlerden kurtulan ve benzin parası gibi derdi olmayan insandır.
en asil duyguların insanıdır.

şöyleki bu insan istanbul da yaşıyorsa hele hele işyeri avcılar-beylikdüzü metrobüs inşaatı çalışmalarının trafiğinden etkilenen bir yerdeyse, sabah ve akşam işkencesi çekmeden evinden işyerine, işyerinden evine huzur içerisinde gidebilen insandır. şanslıdır. kıymetini bilmelidir.
gece vardiyasında çalışanları gafil avlamak en büyük eğlencelerindendir ama sabahları "yea nasolsa iki adımlık yol" deyip de uyuyakalma riski yüksektir. sıklıkla kahvaltı falan etmeden üstünüzü değiştirip fırlamanız gerekebilir.
spor yapamaz yahu o kadar da iyi değil. ne la bu imam gibi.
ağzının burnunun kırılması gereken, kıskanılası insan.
istanbul trafiği nedir bilmez.

siz eve gidene kadar, adam çoktan evine varmış, yemeğini yemiş, fındık kırmaya başlamıştır.
şanslı olan insandır ne servis derdi vardır ne de dolmuş derdi. hatta daha fazla uyuyabilen insan da denebilir.
- sabah işe giderken duraklardaki insanları görüp şansına binlerce kere şükreder.

- sabah uykusunu alır, her daim bakımlıdır çünkü vakti vardır.

- evden en geç çıkan olur genellikle.

- şahsi işleri için 1 saatlik izin almak sorun değildir. ev iş çevresi aynı olduğu için vakit kaybetmez.

- kötü hava koşullarında en fazla üşür ama yürüdükçe açılır vasıta derdi olmaz.

- sıcak yaz akşamlarında eve giderken alışveriş yapmak, daha yavaş, aheste yürümek feci zevklidir.

ve bütün bu ayrıcalıklar, şirketinizin işlerinin büyümesi nedeniyle, taşınma kararıyla son bulur.
şuan farkında değildir belki ama zamanla anlayacaktırki dünyanın en şanslı insanları arasındadır kendisi.
her zaman işe geç kalan insandır.
servis kaçmasın bahanesi olmadıı için kendi işinin patronu değil de ücretli bir çalışansa mesai yapar.

"x, sen kal abi nasılsa evin yakın."
"haftasonu gelinmesi lazım ama kim gelsin? hah x gelsin ya nasılsa şurası hemen"

gibi.

not: x = ben değilim.
benim lan bu. işyerine evim 10dk. hemide istanbulda. ama gariptir, ben sabahları sözlüklerden dolmuş muhabetlerini, metrobüs itemelerini okudukça üzülüyorum lan. bazen hafta sonları metrobüs ile karşıya geçtigim zaman onun keyfini çıkartmaya çalışıyorum. acaba o garip otobüs muhabbetlerinden birine tanıklık edermiyim diyerek etrafı detaylı dikizliyorum.

hafta sonları metrobüste her muhabbete kulak misafiri olmaya çalışan biri görürseniz o benim lan.