bugün

güne; caddenin başında sarılarak başlamaktır aşk, nefesini içine çekerken oksijen ve bilumum maddelerle birlikte onun da kokusunu alabilmektir. yağan yağmur damlalarından kaçarken, el ele koşturmaktır orada aşk.gök gürlediğinde korktuğunda sımsıkı sarılmaktır. aynı anda aynı adımları atmaktır. hamurabi de tıkınırken yağmurun sesi eşlik ederken, senin tabağındaki böreği çalmasını engellemektir. çıkışta; şemsiyeci çocuğa aynı anda evlat deyip, yüz yüze bakıp gülümsemektir ıslanırken. caddeden ayrılıp, arkadaşının evinde oturup dudakları birleştirmek için ilerlerken sessizliği bozan vuvuzela sesiyle ürkmek, ardından aynı anda kahkahalara gömülmektir.

istiklali özleyip geri gelmektir caddeye aşk. birbirinize bağlılığınızı oraya lanse etmektir. ıslanan converse'lerle bıkmadan yürümektir bir aşağı bir yukarı. hava açtığından sevinsek mi üzülsek mi bilememektir. saatlerce sıkılmadan yürümektir caddenin başından sonuna kadar. dönüş vakti geldiğinde, anne haber verilmek için arandığında, akabinde son otobüse kadar izin alındığında coşkuyla çığlık atmaktır bankamatiğin önünde.

daha sonra havanın kararmasıyla istiklal'e vuran ışıkların altında yürümektir. siyah beyaz resimler çekip, sokak müzisyenlerini dinlemektir. mutluluktan şarkılara vurmaktır kendini. bir şarkıyı bitirmedn diğerini söylemeye başlamaktır bu kart sesle. devam eden şarkılarla günü bitirmek için yürümektir yukarı ışıkların altında istiklalde.

durağa gelindiğinde merdivenlerin en üstüne oturup, kurulan sahnede çalan müziklere eşlik etmektir kendince. tam önünde 2 gencin ateşli öpüşmelerini görüp kıskanmaktır. o kıskançlıkla herkesin içinde onun seni öpmesidir. ayrılık vakti geldiğinde sarılıp sımsıkı bir beden olmaktır. otobüse bindiğinde o, gidip gitmeme kararsızlığıyla sana doğru gelen araçların arasından onu izlemektir. eline kondurduğu öpücüğüyle sana güle güle derken, gözlerinden gelen yaşlarla arkanı dönüp yavaş yavaş gitmektir...

ve en son olarak; tek başına oradan inerken günü gözlerin kapalı halde tekrar tekrar yaşamaktır...

görsel
meydanda öpüşüp galatasaray lisesi önünde sevişip tünele boşalmaktır.
çın çın çın geçen tranvaylara mı sorusunu akıllara getirir.
çalıntı'dan çıkıp; kolkola, bel bele gezmek ama bir yandan da ya gören olursa, tanıdık geçerse tedirginliği. bir de yaşının bu tip durumları çoktan geçtiği hissi. eğer aşık değilsen pek.
şekil 2; aşıksındır; şükredersin birlikte içilen biralara, girilen ara sokaklara anlamsız ve gereksiz de olsa, şanslıysan ev yakındır, diz dize el ele olmaya...lakin istiklal aşkları tranvay'ın bir tarafındayken karşı taraf göremediğin 1-2 dakika gibi yanıltıcı olabilir bazen. bir dahaki tranvay geçtiğinde sen tranvayın sağındaki yolda, öteki insan soldaki yolda bir başkasının belinde, elinde olabilir bazen. trajikomik.
(#7169521) / istiklal caddesi.
Herkesin ortasında sanki zaman durmuşçasına sarılmak.
aşkı bir caddeye sıkıştırmaktır oysaki aşkın hak ettiği bu değildir.
kendini ezel ve eyşan gibi hissedersin.