bugün

türkiye'yi sadece istanbul'dan ibaret sanan istanbul medyasının mottosu.

evet efendim, her sene aynı şey. istanbul ya da marmara bölgesi dışındaki şehirler kışın etkisine girmiş olsalar da, istanbul medyası "kara kış geldi sayın seyirciler" gibi cümleleri kullanmak için taksim'de 2 3 tikinin üşümesini, ve o tikilerin üzerine yağmur ya da kar taneciklerinin düşmesini beklerler. diğer şehirler fırtınayla, yağmurla uğraşsalar da istanbul medyası o kadar da üzerinde durmaz bunun. önemli olan istanbul'da yaşayanların ne zaman üşüyeceğidir. doğu'da, karadeniz'de insanlar aylarca evlerinden çıkamazken, istanbul medyası, jipli, platin saçlı kadınların üşümüş hallerini gösterip bağıra bağıra "evet evet, sayın seyirciler görüyorsunuz rüzgar nasıl da sert esiyor. vatandaş üşümüş durumda sayın seyirciler" gibi cümleler kuruyor. ulan doğu'da insanlar şimdiden evlerine hapsolmaya başladılar be. siz istanbul'da üşüyen tipleri gösterip kara kış geldi diyorsunuz. e siz de biraz üşüyeceksiniz kusura bakmayın.

ölümlerde bile coğrafya ayrımı yapan istanbul medyasından ne beklenir ki zaten. karadeniz'de sel felaketi olur, saat başı haberlerde 15 dakikalık yayın, kadıköy'de bir tane kedi ağaçta mahsur kalır 10 dakika yayın. van depreminde 650 insanımız ölür, van yıkılır, birkaç istisna hariç aynen devam. hatta oh iyi olmuş diyenler bile olmuştu.

bir insanın hayatının değerli olması için çok güzel ya da çok ünlü mü olması gerekiyor. istanbul'daki tikinin hayatı değerli de, hakkari'deki rojin'in, rize'deki fatma'nın hayatı daha mı az değerli.
(bkz: istanbul lu)
istanbul mu türkiye'nin bir şehri yoksa türkiye mi istanbul'un bir şehri diye, düşündüren durum.
aslı "antalya'lı üşüdüğünde türkiye'ye kış gelir" olması gereken başlık. lan geçen haftaya kadar denize giriyor, olmadı güneşleniyorduk, dün bu gün kıçımız buz kesti. burası böyle ise, diğer memleketleri düşünemiyorum.
bize her yer kış.
erzurumluların hasssstaaa etmeyin adamı dediği durum.