bugün

bugün itibariyle öğrendiğim ve doğruluğuna körü körüne bağlandığım durumdur. istanbul'un havasının sağı solu belli olmuyor aynı kızlar gibi onların da sağı solu belli olmuyor. neyse.

sabah kalktım, çişimi yaptım, yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, üstümü giydim. sonra baktım dışarı acaba hava nasıl diye? baktım havaya gayet de güzel kafamı pencereden doğru uzattım,. bir hoooh dedim, baktım ağzımdan buhar çıkmıyor.

''vay yaşasın bugün kalın giymek zorunda değilim.'' dedim. sonra bir tişört giydim sonra da ince bir hırka aldım onun üstüne, sıcak günlerde giydiğim converselerimi giydim çıktım dışarı. haklıymışım, hava hakket az biraz sıcak mont giysem boncuk boncuk terleyeceğim çünkü. iyi ettin olm dedim kendime. okula doğru yola çıktım. otobüsten indim. baktım yağmur çisiliyor, dedim bir şey olmaz şimdi kesilir. kesildi de. derse falan girdim. sonra eve gideceğim bir baktım yağmur bastırmış. ulan bendeki talihsizliğe bak, ne zaman converse giymeye niyetlensem yağmur yağıyor. yağıyor da yağıyor anasını satayım.

iyi madem dedim, ben her converse giydiğim gün yağmur yağacaksa istanbul'daki barajların su doluluk oranı azaldığında meteoroloji genel müdürlüğü bana haber atsın da ben o gün converse giyeyim de, istanbul halkı da çukurova'daki çiftçiler gibi yağmur duasına çıkmak zorunda kalmasın. ama tabi siz yine edin duanızı bizde sonunda amin diyelim. ne de olsa istanbul burası. havası kız gibidir. sağı solu belli olmaz...