bugün

müslümanların kutsal kitabı kuran'a göre, islam hukuku faiz karşılığında borç vermeyi yasaklamaktadır. islam hukukuna göre çalışan bankalar yine de borç alanlarla borç verenler arasında aracı olarak hareket ederler. bununla beraber, verdikleri borçlardan faiz almazlar ve mevduatlara faiz vermezler. bunun yerine, borç geri ödeninceye kadar, borç alan firmanın karlarının önceden belirlenmiş bir yüzdesini alırlar ve bu karları mevduat sahipleriyle paylaşırlar.

1970'lerin ortalarından beri, birçok arap ülkelerinde olmak üzere, 100'den fazla islami banka açılmıştır. bu bankalardaki mevduatlar hızla büyümüştür. aslında bakılırsa, bazı bankaların borçları uygun kredi fırsatlarından daha hızlı artmış ve bu da bu bankaları, borç portföyleri mevcut mevduatlarla eşleşecek düzeye gelinceye kadar yeni mevduat kabul etmemeye zorlamıştır. bahreyn' deki bir banka, faaliyetlerinin ilk iki yılı boyunca, mevduatının yüzde 60'ından daha fazlasının, daha önce bankaya hiç yaşamamış olan kişiler tarafından yatırıldığını iddia etmiştir. kar paylaşım mevduatlarına ek olarak, islami bankalar, tipik olarak çek (vadesiz) hesapları, seyahat çekleri ve ücrete tabi ticari hizmetler de sunarlar.

mevduat artışı, yerel yatırım fırsatlarını artışını aştığı için, islami bankalar, özel firmalara borç verme gibi, hem ahlaki hem de ticari ihtiyaçları karşılayan yatırımları finanse etmek amacıyla geleneksel bankalara borç para vermektedirler. bu fonlar, faiz getiren menkul kıymetlere veya alkol, domuz eti, kumar ve silah işleriyle uğraşan firmalara yatırım yapmakta kullanılmaz. karşılıklı fayda sağlayan yatırım fırsatlarının artması, islami bankaların hem müslüman hesap sahiplerinin isteklerini hem de modern bankacılığın karlılık gereksinimlerini karşıladıklarını ortaya koymaktadır.

islami finans hizmetlerinin genişleme ve karşılık potansiyeli, büyük bankaların islami bankacılık hizmetleri sağlamaya ayrılan birimler oluşturmalarına yol açmıştır. ayrıca, hisse senetlerini, almadan önce islami yasalara uygunluk bakımından firmaları gözden geçiren menkul kıymet yatırım fonları da vardır.

islami yatırımları finanse etmek için kullanılan en popüler enstrüman murabahadır. bu; maliyet artı (cost-plus) finansman biçimidir. bu tür bir finansmanda finans kurumu bir müşteri için mal veya hizmetleri satın alır ve asıl maliyet artı belli bir kar oranına eşit olan tutar zaman içerisinde kuruma geri ödenir.

bunun gibi bir düzenleme abd'de emlak üzerindeki ipotekleri finanse etmek için kullanılmaktadır. bir finans kurumu bir varlık satın alacak, daha sonra müşteri rant ödemeleri satın alma fiyatı artı kara eşit oluncaya kadar kira ödeyecektir. geri ödeme tam olarak alındıktan sonra varlığın mülkiyeti müşteriye geçmektedir.
(bkz: katılım bankacılığı)

türkiyede katılım bankası olarak kurulmuşlardır.
Dincilerin kavramlarla oynayarak tanrılarını kandırdıklarını zannederek içleri rahat para kazandıkları bankacılık modeli.
Gecikme faizi değil gecikme cezası...
Faiz değil vade farkı ya da satış kar bedeli gibi...
islamiyette islami bankacılık diye bir şey yoktur. bankalar muhafazakar kesimi kendilerine çekebilmek için uydurdukları, islam kurallara ters düşen bir sistem zinciri.
işin içinde faiz varsa haramdır.
her ne kadar islami olarak lanse edilse de haramdır. neden diyebilirsiniz. şimdi islami bankacılıkta beş tane sistem vardır. mudarebe, murabaha, muşaraka, karz-ı hasen ve finansal kiralama. şimdi bunları detaylıca inceleyelim.
mudarebe: bir tarafın sermaye, bir tarafın emek verdiği bir ortaklık türüdür. muşaraka ile üç aşağı beş yukarı aynıdır ancak muşarakada her iki taraf ortaya sermaye koyar ya da bir taraf sadece sermaye, öbür taraf hem sermaye hem emek koyar. (kaynak türkiye finans) yani teoride bir vc (girişim ortaklık) firmasına benzer. ancak pratikte (en azından türkiye'de yapıldığı şekilde) alâkası bile yoktur. referans olarak türkiye finans'ı alıyorum, istediğiniz katılım bankasını alabilirsiniz siz. işyeri finansmanına bakarsak 84 taksitle 100000 lira kredi çektiğinizde aman finansman aldığınızda aylık 2.362,39 lira yani toplam 198.440,76 lira ödersiniz. bu da aylık yaklaşık %1,19 faiz oranına tekabül eder. yani sabit bir oranla sizden para tırtıklanır. hani nerede kâr-zarar ortaklığı? (yalnız %1,19 iyiymiş ha, hangikredi'den bakınca bile en düşük faiz %1,39, neyse konudan fazla sapmayalım)
murabaha: bir ürünü peşin alıp vadeli satmaktır. (bu yazıdaki çoğu bilgi türkiye finans'tan araktır, tek tek yazmayacağım artık) ihtiyaç kredisi ve kredi kartlarında uygulanır. kulağa faizsiz gelebilir ancak hayır. kişiye mal pazarlanmıyor bir kere, malı almaya yarayacak finansman pazarlanıyor. bu nedenle bu da düpedüz faizdir.
karz-ı hasen: kredi kartından nakit avans çekerken uygulanır. tüik tarafından hesaplanan tüfe oranına göre belirlenen enflasyon farkı alınır. e ne fark var? zaten faiz parayı enflasyona karşı dirençli tutmak içindir. bu nedenle bu da faizdir.
istisna: malın ortada olmadığı durumlarda satış için kullanılır. maketten ev satımı, sipariş usülü araba alımları gibi durumlarda kullanılır. e bu bildiğimiz açığa satış. ki açığa satış haramdır. faiz değil ancak başka bir finansal günah. (finansal günah ne amk, neyse)
finansal kiralama: normalde bildiğimiz kiralama gibi uygulanır ancak katılım bankacılığı jargonunda şöyledir; malı banka satın alır, bir ödeme planı hazırlar, kiralama sonunda da istersen malı devralabiliyorsun. normal kiralama gibi uygulansa evelallah ama malın devralınması gibi bir durum söz konusu olduğu için murabaha tarzı bir şey oluyor. ki dediğim gibi mal pazarlanmıyor, malı almaya yarayacak finansman pazarlanıyor. bu nedenle haramdır.
velhasıl, katılım bankacılığını kuran-ı kerim'in öğretilerine uymak için kullanacaksanız yapmayın. gidin eş dosttan borç alın, en azından faiz kesmezler. katılım bankalarının faydalanılabilecek tek artılarıysa:
-çoğunda eft/havale ücreti olmaması
-düşük faizler ve
-düşük döviz alım/satım makasıdır
iyi bari şarj bitmeden yetişti.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar