bugün

sorunsal değildir.

" islam dini olmasaydı türban olmazdı"

bu kadar basit. bunu algılamayı sorunsal haline getiren bir insan en basit ifadeyle aptaldır. aptal değilse, art niyetlidir ki bu çok daha kötü.
bu sorunsala 32. gün programında konuşan gerzek bir kıza abdurrahman dilipak`ın verdiği cevap yeterlidir sanırsam.
burdaki sorun diye goz onunde tutmamiz gereken. turbani dini bir olgudan cok siyasi bir olgu olarak kullanilmasi sorunudur.
rahibe görmemiş imansızın varlığı sorunsalı kaynaklı sorunsaldır. çözümseli için: (bkz: şafak 15) * *
başörtüsü namaz oruc tüm ibrahimi dinlerde vardır, musevilik, hristiyanlık darmadagın edildigi için bu kurallar orda şekil degiştirmiştir.

28 subatı hatırlayanlar bilir, o dönem camilere sıra konulsun diye kartel epey ugrasmıstı, sanki sıra konulsa camiye gelecek, bişeyin tohumları, sıra olana git derim ben onlara, gitte piç gibi ortada kalma, ait oldugun bir şey olsun.
milletimde türban ve başörtüsünün ne olduğunu tam olarak idrak edememe sorunsalının üst düzeyde olduğunu gözler önüne seren sorunsaldır.

türban; bir başörtüsü bağlama şeklidir. örneklersek; esasında bu şeyhlerin, eski osmanlı saray erkanının kafasındaki şeyler türbandır. yani soylu olan kişilerin bağlama şeklidir.

bizde, ülkemizde; en şeriatçı halindeyken dahi, osmanlıdan bahsediyorum; türban diye bir durum yoktur. insanlar başlarını örter.

bu farkı, anananeleriniz, babaneleriniz ile günümüz müslümanlarına bakarak dahi görebilirsiniz. köydeki nenem dahi çarşafla başını örterken önden biraz saçını bırakır.

günümüz moda türbanı 1980 ler sonunda suriye-ürdün tarafından "moda" olarak çıkıp dünyaya yayılmıştır. bir takım çakallar; aslı ve maksadı ibadet olan bir şeyi, kadının süs merakıyla birleştirip yeni bir pazar yaratmışlardır.

diğer taraftan mevzubahis başörtüsü ise; bu coğrafyada zaten bulunan bir şeydir. "başını bağlamak" deyiminden yola çıkılacak olursa, evli veya dul kadınlar başını örter. coğrafyadan kasıt; bulgaristan dır, romanya dır, sırbistan dır, arnavutluk tur, gürcistan dır, rusya dır vs dir.
türban (fransızca bir kelime olmasına rağmen ne fransızların türban anlayışına ne de islamiyetin baş örtüsü anlayışına uymayan bir tanımdır,her neyse) islamiyet olmasa da olurdu. bizim üç büyük din dediğimiz dinler dışındaki başka inanç sistemlerinde de türban görülmektedir(tam olarak günümüzdeki türban biçimine sahip olmasa da). kullanılış biçimleri dönemlere ve uygarlıkların bakış açılarına göre farklı farklı olmuştur. kimileri kaba tabiriyle kötü kadınları tecrit etmek ya da bir kadını gündelik hayattan alıkoymak maksadıyla kullanılmıştır. hrıstiyanlıkta, bugünkü kullanıldığı şekliyle türbanı görmek mümkündür. bilhassa rahibeler, gerek önceleri gerekse günümüzde bu örtünme biçimini benimserler. islamiyet öncesi arap yarımadasında da kadınların başları kapanırdı ; ancak göğüsleri belli olacak biçimde görünürdü. türbanın ya da örtünmenin islamiyetle ilk defa dünyaya indiği gibi bir yargıya varılmamalı. türbanı savunan kesim nisa suresini delil olarak göstererek türbanı savunmaktadır; ancak ilgili surede örtünmekten bahsetmektedir. islamiyet öncesinde vücudunun belli kesimleri açık şekilde dolaşan kadınlara ithafen indirilmiş olduğu kanısındayım. burada da aklıma sorular takılmıyor değil. ortada örtünmek gibi insanın son derece doğal bir ihtiyacı (hz. adem ve hz.havva'dan beri hissedilen bir ihtiyaç.)varken, bu durum neden sadece baş kapamaya odaklanmıştır? bence türbanla örtülmek istenen başlar değil, islamiyet'in getirdiği diğer emirler ve güzelliklerdir. dinimiz o kadar güzel ki türban maalesef tüm güzelliklerin önüne geçiyor. yazık!
türban ve örtünme mevzusunun milattan daha eski olduğu gerçeği ile, ''tabi ki olurdu'' diye cevap verilecek sorunsal. artık kimin içine kök salmış bir sorundur bilinmez... araştırılacak olursa, sumerler döneminde mabet fahişelerinin örtünerek gezdikleri bilgisine rastlanır... tabi bu durumda sorunsalın boyutu farklı olurdu.
islam dini olmazsa hristiyan dini olurdu, amaç onun da içini boşaltmak adına vaz geçmediğimiz tek konumuz olurdu.