bugün

intihar cesarettir korkaklar asla intihar edemezler.
Lanet bir yerdeyiz.
Tam olarak hatırlamıyorum ama evime benziyor.
Çünkü; orayı terk ettiğimde bu haldeydi.
Babam faturalardan çok korkardı.
Süprizleri sevmezdi ve beni kavga ederken seyretmeye bayılırdı.
Özellikle başka ailelerin beni şikayet etmesinden. Televizyon sadece haberler için açılırdı.
O ekran ya da adı her neyse onun sadece kötü haber veren bir sistemden ibaret olduğunu düşünüyordum. Tanrının şükretmemiz için gönderdiği insan istü bir şey gibi geliyordu bana.
Babam sadece o açıken susardı.
Konuşsa bile bunlar sadece küfür oluyordu.
Kitap okumaya tam onbir yaşında başladım.
Çünkü; yapacak başka bir şey yoktu.
Her neyse.
Şu an içinde olduğum yer tam çocukluğum gibi. Duvarları ucuz boyalarla ve kireçle renklendirilmiş. Görüntüsünü gizlemeye çalışsa da buram buram ucuzluk kokuyor.
Dikkatli bakın; dışarıdan güçlü görünen bir çocukdan bahsediyorum.
Annemle olan kısımları hatırlamıyorum ama çok güçlü bir kadındı.
Babama fiziksel olarak dayanabilen tek şeydi çünkü.
En uzun süre demeliyim.
Bunu anladığımda babam artık sigara içmiyordu. içemiyordu...
Poll'ün sesiyle irkiliyorum; harika!
Bundan daha boktan bir yer olamazdı.
Yeni evimize "merhaba" de. Hey!
Annen gitti, konuşabilirsin.
Gidelim buradan, diyorum. Artık çok geç, diyor.
Burası kaçtığım yerin kopyası gibi.
Lanet olsun, bilerek mi yapıyorsun!
Neyi bilerek mi yapıyorum, diyor.
Tavanı gösteriyorum. Avize yok.
Ben karanlıktan korkarım. Bunu biliyorsun.
Sakin ol geri zekalı, diyor. Beni anlamıyorsun, diyorum. Öyle mi? Diyor. Elektrik olan bir evde fatura olur.
Bunun için en iyi ihtimalle sikindirik bir işin olması lazım.
Sabahları erken kalkmak zorunda ve halinden şikayetçi olduğun lanet olası bir işten bahsediyorum.
Sahte arkadaşlarınla çevrili bir dünyaya hapsolman ve bunu fark etmiyormuş gibi davrandığın sahte mutluluklarla dolu boktan bir hayatın olmalı.
Avize yokmuş. Peh! Akşam yemeği var mı?
Kanun mu arıyorsun? Ondan kaçmadın mı? Bağışlanmak mı istiyorsun?
Bunu isa döndüğünde onun yakasına yapışarak istersin. Kaçtığın evde de elektrik faturası vardı. Avizen vardı.
Ve o faturayı tanrı ödemiyordu.
Sadece annen günahları belirlemez orospu çocuğu! Mızmızlanmayı kes artık. Kaçtığın yerin kopyası değil. Çünkü; burası zaten terk edilmiş.
O yüzden buradayız. Anlıyor musun? Poll'ün sözleri kalbim olduğunu hissettiriyor.
ilk kavgamızı ettik aşkım, diyorum. Siktir git! Diyor.
Işık bulmak zorundasın, diyorum.
Kitaplarını yakarsın, diyor. Kitaplar bitince ne yapacağım?
Hayaller, umutlar, anılar.. ne bulursan onu yakarsın.

Aynı gece ışık bulamadım.
O an ki korkum hastalık taşıyan bir virüs olsa tüm dünyayı sarardı.
Ve her ülke Afrika gibi olurdu.
Poll, korkumu dağıtmak için kadınlardan, Tanrıdan ve masallardan bahsetti.
Odadaki tek ışık sigaranın ucuydu.
Ertesi sabah pencere, tuvalet ve musluk olmadığını fark ettim.
insan panik halindeyken hiç bir şeye dikkat etmiyor ama aramaktan da vazgeçmiyor.
Poll, eğer bir şeye ulaşmak istiyorsan onun sana gelmesini sağlamalısın dedi.
Tesadüfe inanmalısın.
Hayatını kurtarmanın tek yolu güçsüz görünmektir. Yirmili yaşların tam ortasındayım ama güçsüz görünmüyorum.
Fiziksel olarak eksiğim yok.
Saçlarım ve ön dişlerim hariç.
Ruhani olarak daha fazlası.
Ama yine de bu ev benden daha eksik olamazdı.
Işık bulmalıyız. "Karanlığa alışmalısın." Teslimiyet bana göre değil. "Karanlık düşünmeni engelliyor.
Bunun tadını çıkar." Sağ ol çok iyi geldi. "Uyumayı dene." Geceleri uyuyamam. "Çalışalım mı?" Nasıl? "Kalabalığa karışalım." Olmaz.
Kalabalığı da sevmem. "Kötü şeyler yapalım. Hadi.. bakma öyle. Annen ceza vermez korkma.
Geceleri sokak lambalarını sayalım.
Korkunu gidermek için bir kaçını da parçalarız." Sürekli aynı şeyleri konuşuyorduk.
Tam bir hafta geçti ve ben uyumuyordum. Korkmuyordum da. Ama artık bunun bir önemi de yoktu.

- Çünkü; her şeyi karartmaya karar vermiştik, uykusuz geçen bir haftanın sonunda.
Burası bizim dünyamız olacaktı ve karanlıktan herkes korkacaktı...derken arkadan gelen üçüncü bir ses kalbimi ürpetti.
+hasta yine kendi kendine konuşmaya başladı ilaçlarını verin uyutun bi süre..