türk dil kurumu sözlüğünde durum şöyle tanımlanır:

a. 1. bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon: “genel sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı.” -r. n. güntekin. 2. duruş biçimi, konum. 3. bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. 4. db. ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl: yalın durum. belirtme durumu. kalma durumu.

oldukça tatmin edici bir tanım verir bu bize. ama buradaki - yani cümledeki- kullanımı daha farklı gibime geliyor:

insanlık durumunun içine sıkışmak tanımı timothy finley tarafından ölümsüzlük ve pilgrim isimli romanda kullanılır. ve beni derinden etkileyen bir cümledir.

konunun etrafında dönmektense içine girmek daha doğru geliyor. ne demek peki insanlık durumunun içine sıkışmak?

insan nedir? sorusu bu ekse önemli bence. pek çok tanım var bununla ilgili. mesela sartre şöyle der cehennem başkalarıdır ve rimbaud şunu der ben bir başkasıdır

buradaki durumsa çok daha farklıdır: ceza olarak insan olmak. veya ceza olarak kendi olmak!

romanda bu konu derinlemesine irdelenmese de bu fikir kesinlikle bir hayli sarsıcı!

farklı bir okumayla farklı bir yorum getirilebilir bu cümleye:

"insanlık durumu" ile tanımlanan şey durum kelimesinin anlamıyla bize sunulduğu üzre: hâl, vaziyet olarak tanımladığında insanın durumu yani eylemi bizzat kendisi oluyor. bu daha çok şimdinin imkânsızlığı fikriyle paralellik gösteriyor gibi göstermektedir.