vatan millet sever türk insanının tüm duygularını en kısa ve en iyi biçimde özetleyen sözdür. garip bir milletizdir vesselam. yumurta kapıya dayanınca başlarız çalışmaya, ya kaçarkendir aklımız ya sıçarken. ama görülmemiştir kaçtığımız hiç. kapıya dayansa da yumurta onu güzel bir kaşarlı omlete çevirmeyi de her zaman becermişizdir. kimine göre medeniyetsizizdir. sinema salonlarında recep ivedik izler güleriz, televizyon başında kurtlar vadisi izlemekten zevk alırız. nuri bilge ceylan filmi izlerken kendini garip şekillere sokanlar sevmezler, beğenmezler bizi. varoşuzdur biz, alt tabakayızdır her zaman onların zihninde sadece mutlu olduğumuz şeyi yaptığımız için. biz de güler geçeriz onlara zaten, daşşağın kralını geçeriz yani. kalın çerçeveli gözlük, omuzdaki kedi ve saçma salak giyim tarzı eşliğinde gezen bu kişiler pek bir değersizdir bizim gözümüzde. zaten gelemezler bizim olduğumuz yere bunlar. bunlardır ki her şeyini hor gören milletin. elbette hepsi gezmiyor kediyle. daha sevimli olanlar da var içlerinde. milletinin gözünün içine baka baka, onun parasını cebine cukkalaya cukkalaya hakaret edenler de var millete. kimisi bir maden gibi keşfedilmeyi bekler şehit ailelerine hakaret etmek için kağıt parçasındaki köşesinden, kimisi bir çift meme için vatan satar. kimisi çiçek çiçek açıp, bal bal damlar "kürt vatandaşlardan alışveriş yapılmıyor!" diye o cılız ve kulak tırmalayıcı sesiyle bizim derdimiz bayraklı tabutlar içinde gelen, para için değil parasızlık için eğitimsizlik için değil vatan için dağa çıkmış kardeşlerimizken. bir diğerine, siyaset meydanlarına çıkıp onun hayatı için görev başında duran askere polise taş atmadığı için kendinden 35 yaş büyük birisi ders vermeye çalışır canlı yayında. şehit verebilirsiniz, kardeşim amcam apo, dayım pkk diyen it oğlu, kral edasıyla sandalyesinde otururken. susarız biz bunları duyup ve görüp. nefretimiz içimizde büyümeye devam eder. bir diğeri daha çıkar köşe başından. hareket halindeki şehir içi otobüse molotof kokteyli atıp bir genç kızın vücudunu yakar babasının gözleri önünde. ama konu hala o adam değildir. o molotofu atan "polise taş atan çocuktur". uzun saçlı, puşili entel dantel abilerimizin hapislere girmesine medyada karşı çıktığı çocuk. ulan deriz içimizden sadece. gün gelir devran döner diye. onlar bize güler. "boş hayaller kuzum bunlar. 21.yydasın abik gubik falan filan" derler. biz bu memleketin en tutsak zamanının sonunda ali kemal'e ne olduğunu unutmadık deriz, gün gelir hatırlatacağız deriz susarız yine o gün gelene kadar.
hükümetimiz dağdan inenin cebine harçlığını koyar, bir polis memuru oğluna 3 kuruş para veremezken okula gönderdiğinde. krallar gibi karşılama yapılması için seferber eder kendini de "biz yapmadık" der. türk olmayı utanılacak hale getirir de yine de bıkmaz yüzsüzlüğünden. anne baba ve çocuğun trene girdiği medeniyetlerin köpeği olurlar, tarlalara dağlara sıçanların uşağı olurlar. olsun be kanka deriz biz. olsun. bu ülkede kendini peygamber elçisi sananlar bile bakkala olan borçlarıyla öldüler arkalarında kara bir leke bırakarak. gün gelir bunlar da gider deriz.
3 5 çakal yürüyüş yapar, yapıştırır sağa sola afiş. ne idüğü belirsiz bir terörist ölecek diye. benim kore gazim sarı, tweetyli bir kazak giyip gezerken çok ta skimizdeymiş gibi teröristler. onlar da arada kaynar deriz. sakin sakin konuşuruz aramızda nefretimiz doruk noktasına çıkarken. insan olmaya davet ederiz tüm türk düşmanı, liboş, sözde dindar, moskof sevdalılarını. biz insan değil türküz!