bugün

ingilizce bilmeyen birisi için, muzip arkadaşlarına kendisi ile dalga geçme fırsatı vermektir.

1997 yılında gerçekleşmiş bir olay:

aşık olan ve ingilizce bilmeyen arkadaşımız mustafa olsun. uzaktan aşık olduğu ve türlü hinliklerle buluşmaya ikna ettiği ingilizce öğretmeni ile ilk randevusunda potlar kırmış ve kızımızı üzmüştür. ne yapıp edip, ikinci bir randevu şansı elde eden musti, kızın karşısına donanımlı çıkmak istemektedir.

ingilizce bildiklerini varsaydığı arkadaşlara kendisini affettirmek için güzel bir ingilizce şarkı sözü veya şiir dizesi sormuştur. muzip arkadaşlar kendisine "please you give me" demesini öğütlemiştir. arkadaşlarının ibnelik katsayısı hakkındaki tecrübeleri, bu cümledeki bütün kelimeleri teker teker sözlükten kontrol etmeye yöneltmiş ve o cümlenin sakat bir anlamı olabileceğine kanaat getirmiştir. muzip arkadaşlar ise kendisine bryan adams'in "please forgive me" adlı şarkısını dinletir ve orada geçen ifadenin "please you give me" olduğunda ısrar eder.

m: musti
m.a: muzip arkadaşlar

m:kimi kandırıyorsunuz lan, bu cümle 'lütfen bana ver' anlamında değil mi?
m.a: oğlum bu deyim gibi kalıplaşmış ve mecaz bir ifade. lütfen beni affet manasında. bak sana da dinlettik, öyle değil mi apo, olm sen söyle...
apo: tabi, olm bryan adams öyle sakat bir şey söyler mi, teessüf ederim.

sonuç: musti, kızdan bir tokatla cevabını almıştır. muzip arkadaşlar ise dalgasını yıllar boyu geçmiş ve eğlenmiştir.