tüm kızları peşinde sürüklemektir. ödevlerini kızlara yaptırmak için müthiş bir sebeptir.

herkes gibi bende ilkokula başlamıştım. çok heyecanlıydım o gün. aküllü arabama atlayıp okul yolunu tutmuştum erkenden. sınıfa girdiğim de o müthiş ortamı görmek bünyemde dalgalanmalara sebep olmuştu. yaklaşık 25 kişilik bir sınıftaydım. sınıfa son girmenin verdiği ahenkle ve üzerimde oluşmuş 24 baskın gözle sırama oturdum. okul hayatım sonunda başlamıştı...

gel zaman git zaman sınıftakilerle feci şekilde kaynaştık, babamın aldığı pahalı oyuncakları okula götürüyor, diğer çocukların bünyelerini umarsızca eziyordum. tüm kızları oyuncaklarım sayesinde başıma topluyor, bazen yarıştırıp yanıma ilk koşan kıza sürpriz hediyeler veriyordum. harika bir şeydi.

diğer erkek öğrenciler cool ve afilli bünyemi deli gibi kıskanıyor, kıstırdıkları yerde beni hacamat etmek istiyorlardı. herkesin aşık olduğu bir kız vardı ve tüm kızların bünyeme aşık olması onları çıldırtıyordu. ben ise çılgın bünyem ile kızları etkilemeye devam ediyor, ceplerine üç kuruş koymayı asla ihmal etmiyordum.

bir gün sınıfta en yakışıklı erkeği seçme anketi yapılıyordu, kızlar kendi aralarında oluşturdukları bu kura çekiminde, naylon poşete isim yazıp atıyorlardı. inanır mısınız? poşetten benden başka tek bir erkeğin dahi ismi çıkmamıştı. buna sinirlenen kültürsüz ilkokul çocukları ağzımı burnumu kırmıştı. tedavimi kızlara yaptırdıktan sonra erkek öğrencierin ezilmiş bünyelerinin önüne geçip sınıfta bulunan 14 kızı da koluma takmış hepsine artistliğin allahını yapmıştım.

ilkokul da sınıfın en yakışıklısı olmak başka şey işte azizim, insan daha o yaşta pohpohlanmaya alışıyor vallahi.
(bkz: olsan ne olur olmasan ne olur)
(bkz: bir insanın içi çirkin olmasın)
bütün kızların deli olup içindeki rengarek taytları gösterdiği muhterem beyfendi.şanslıdır kendileri.
ortaokulda ferhat güzel, lisede ankaralı turgut, üniversitede makbule tokmak olmakla son bulacak eğitim hayatının daha başında ki çocuktur.